Makaleler

(Video) 1 Mayıs’tan 18 Mayıs’a Kampanya Çalışmalarını Büyütelim!

1 Mayıs’tan ve 18 Mayıs’a evrilecek dönem çalışmalarımızın bir plan ve proğram dahilinde ilerlemesi, başarı zinciri olarak kalıcılaşması sürecimiz ve genel mücadele açısından önemli bir yerde durmaktadır.

40. yıl kampanyamızın yarattığı coşku, açığa çıkardığı enerji, kazandırdığı ivme ve hareketliliğin üzerine oturtulacak olan yeni dönem çalışmalarımız aynı iddia ve hedeflerle gerçekleşmek zorundadır.

 

Kampanya çalışmalarımızın yakın tarihteki deneyimini oluşturan 40. yıl kampanyası ve içine aldığı 2012 1 Mayıs deneyimi dönem çalışmalarıza referans oluşturmalı, esin kaynağı olmalıdır. 40. yıl kampanyamızın oluşturduğu mesaj tabanımızda ve devrimci kitlelerde yansımasını bulmuş, iddiamızı yinelememize vesile olmuştur.

Yakın dönem çalışmalarımızın başarısı kuşkusuz güçlü bir hazırlıktan, eyleme ve onun politik amaçlarına kilitlenmekten geçmektedir. Tüm gücümüzü seferberlik ruhuyla harekete geçirebildiğimiz oranda hedefe yakınlaşır, kazanımlar elde edebiliriz.

Önümüzde işçi sınıfının şanlı mücadele günü olan 1 Mayıs ve katledilişinin 40. yılında komünist önder İbrahim Kaypakkaya’yı anma etkinlikleri bulunmaktadır. Bu tarihi günlere hazırlanmak önemli olduğu kadar sınıf mücadelesinin bu kesitinde hakim sınıfların saldırılarına karşı koyuşun, politik iktidarı kazanmak için örgütlenmenin, savaşmanın ve kazanmasınında çağrısını, mesajını içermektedir.

İşçi sınıfının büyük bir kesiminin taşeronlaştırma ve güvencesiz çalışmayla köleleştirildiği, düşük ücret ve ağır çalışma koşullarıyla katmerli şekilde sömürüldüğü günümüzde sınıfa yönelik çalışmalarımızın dönem faaliyetimize damğasını vurması, işçi sınıfı içerisinde çalışmanın esaslığı üzerine oturması büyük önem taşımaktadır.

Birlik, Mücadele ve Dayanışma!

1 Mayıs çalışmaları zayıf olan bu yanımızı geliştirmenin, refleks haline getirerek güçlendirmenin olanaklarını sunmaktadır. Bunun için işçi havzaları, fabrika önleri, direnişte olan işyerleri uğrak yerimiz olmalı, sınıfın örgütlenmesi ve sınıf dayanışması ekseninde işçi çalışması pratiğimizde hayat bulmalıdır. Dahası üretime katılarak örgütlenme, bulunduğumuz işkollarını sınıf çalışmaları için değerlendirme anlayışını geliştirmeli, işyerlerinde ve yaşam alanlarımız olan emekçi mahallelerde sınıfsal zemine oturan bir faaliyet hattı yaratmalıyız.

bir mayis-2009-taksimBilmeliyiz ki hakim sınıfların saldırılarının tamamı işçi ve emekçileri bir bütün yoksul halkı hedeflemekte, örgütlenmesini engelleyerek tecrit etmekte, birbirinden yalıtmaktadır. Işçi ve emekçileri eğemenler karşısında güçsüz bırakan onun örgütsüzlüğü ve dağınıklığıdır.

Bizler bulunduğumuz her yeri birer faaliyet ve mücadele alanına dönüştürerek işyerlerinde ve yaşam alanlarında işçi ve emekçilerin mücadelesini birleştirmeliyiz. İşçi sınıfının hak alma mücadelesiyle emekçi mahallelerdeki kentsel dönüşüm saldırısına karşı geliştirilen mücadele birbiriyle kopmaz şekilde bağlı ve kesişmektedir.

1 Mayıs çalışmalarını daha da somutlayacak olursak; faaliyetimizin bulunduğu her mahalle 40. yıl kampanyası boyunca çalışma yürüttüğü alanları da zorlayarak geniş bir alanayayılmalıdır. Dönem faaliyetemiz boyunca öne çıkaracağımız politik teşhirler üzerinden örgütlenme çağrısı somut şekilde yapılmalı 1 Mayıs çalışması başlı başına amaçlaştırılmamalıdır. İşçi sınıfına yönelik saldırılar, Kürt Ulusal Sorunu, kentsel dönüşüm saldırısı ve diğer politik gündemlerin ve yerel sorunların harmanlanmasıyla kitlelerle somut temas kurulmalı, genel ve yüzeysel bir çalışmadan özellikle kaçınılmalıdır.

Politik iktidarın kazanılması ekseninde kitlelerin örgütlenmesini hedefleyen bir faaliyet hattı oluşturulmalıdır. Faaliyetin örgütlenmesinin pratik ve teknik “işlere” boğulmasını önleyecek görev paylaşımı ve geçici örgütlenmeler oluşturulmalı, kitlelerle bağ kurma ve yeni kitlelere açılma faaliyeti yetinmeci bir anlayışa kurban edilmemelidir.

Afiş, bildiri, ozalit çalışmaları, stantların açılması, sesli ajitasyon ve propağanda çalışmaları, etkinlikler hazırlıklı ve özenli şekilde örgütlenmeli, etkili ve görsel yanı güçlü olmalıdır. Kitle çalışmalarını işçi sınıfına ulaşmayı esas alarak örgütlemeyi hedeflerken sabahları işine giden işçilere ulaşmak, özellikle kadın ve genç işçilere ulaşmak önemli bir yerde durmaktadır.

Ev ziyaretleri yapmak, işyerlerini ve atölyeleri ziyaret etmek, işçi duraklarına gitmek kitlelerin bulunduğu bütün alanlarda çalışmalar yürütmek sınıfa yönelik pratik çalışmalarımızın önemli bir ayağını oluşturacaktır.

Çalışmalarımızın bütünü kopmaz şekilde birbirine bağlıyken kitle faaliyeti bir merkezden örgütlenmeli ve sonuçları değerlendirilmelidir. Tüm faaliyetçilerin kitlelerle temas kurması, onlardan öğrenmesi, politikalarımızın taşıyıcısı olması ve her şeyden önemlisi kitle mücadelesi içerisinde kitlelerin devrimdeki rolünü kavraması açısından vazgeçilmezdir.

Kitlelerin politikaya ilgisinin arttığı bu süreçlerde çalışmalarımızı kitlelerin ilgisini ve dikkatini uyandıracak bir özen ve yaratıcılıkla örmemiz, özverili ve fedakar bir şekilde kitlelerin örgütlenmesi faaliyetine katılarak kitlelerin güveninin kazanmamız önemli bir yerde durmaktadır.

1 Mayıs’tan 18 Mayıs’a

kaypakkaya mezaranmasi-2009-05-1818 Mayıs; Önder yoldaşın katledilişinin 40. yılı anma etkinlikleri 1 Mayıs çalışmaları boyunca öne çıkaracağımız gündemlerimizden biriyken 1 Mayıs’ın ardından vites büyütecek ve bizi belirleyen merkezi bir faaliyet olacaktır. Son yıllarda düzenlenen anma etkinlikleri önder yoldaşın daha görünür şekilde anılmasını sağlamışken 40. katlediliş yılı olması daha etkili ve kapsamlı anmalar orğanize etmeyi koşullamaktadır.

Anmalarımızın temelini kuşkusuz önder yoldaşın andını “O’nu anmak savaşmaktır” şiarına özgüleyerek sürdürmek olacaktır. İbrahim Kaypakkaya’nın hakim sınıflar ve burjuva aydınlarca özenle gizlenmesinin ve yok sayılmasının asıl nedeni O’nun ihtilalci düşüncelerinin geniş halk kitleleriyle buluşmasını engellemekken anmalarımız bu sansürün kaldırılmasında önemli bir işlev görmektedir.

İbrahim Kaypakkaya’da vücut bulan komünist ideoloji ve geliştirdiği devrim programından egemen sınıfların duyduğu korkuyu daha görünür kılmak, Kaypakkaya’nın geniş kitlelere ulaşmasının araçlarını ve kanallarını açmak 40. katlediliş yılında düzenleyeceğimiz anma etkinliklerinin çapı ve yarattacağı etkiyle de yakından ilgilisi bulunmaktadır.

Devrimci demokratik kamuoyuna, halk kitlelerine ve egemenlere oluşturacağı mesaj bakımından 40. yılı anmaları önemli bir yerde durmaktadır. Bu amacı gerçekleştirecek olan ardıllarının Kaypakkaya’nın görüşlerinin kavraması ve uygulamaya geçirmesi hayatı öneme sahiptir. Bu nedenledir ki 40. katledilişinin yılında Kaypakkaya’nın siyasal-idolojik görüşlerini kavramak tüm faaliyetçilerimiz açısından olmazsa olmazdır.

Kaypakkaya kavrayışımızı ilerletmek güncel politik gelişmeler ekseninde tartışma toplantıları düzenlemekten, temel tespitlerinden yola çıkarak ülkemiz gerçekliğinde vucüt bulan devrimimizin sorunlarını tartışmaktan geçmektedir. Somut olarak ifade etmemiz gerekirse her faaliyetçinin bu dönem boyunca Kaypakkaya’yı incelemesi, yazılarını okuması ve tanıması önünde duran en anlamlı görev olacaktır.

Kayapkkaya’yı anarken; Meral Yakar’ı, Ahmet Muharrem Çiçek’i, Ali Haydar Yıldız’ı da katledilişlerinin 40 yılı olması nedeniyle birlikte anacağız. Tüm güneşe uğurladıklarımız şahsında 40 yıl boyunca bayrağı elden ele dolaştırarak ölüsüzleşenlerimizi anarken ideallerine bağlılığı ve devrim amaçlarını aklımızdan çıkarmayacağız.

Kampanyamızın yukarıda bahsini ettiğimz başarı zincirine eklenek iddiamızı büyüten bir işlev görmesi bizlerin; tüm Partizanların ellerindedir. Kaypakkaya ruhuyla devrimi örgütlemeye disiplinli ve proğramlı bir içtenlikle kampanyamızı büyütmeye, seferber olmaya çağırıyoruz. (İstanbul’dan bir Partizan)

 

{youtube}http://www.youtube.com/watch?v=M0vMlL8a2zY{/youtube}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu