Makaleler

2012’de cinsiyetçi söylemler

Dil aklın inandığı şeyi söyler her zaman. Söylemlerimize bilincimizde yatan, doğruluğuna inandırıldığımız ya da işimize öyle geldiği için inanmak istediğimiz düşünceler yön verir. Erkek egemen cinsiyetçi dil bize bunu açıklar. Zira yıl boyunca hiç susmadı. Kadının aklını, bedenini, cinselliğini, doğasını diline doladı durdu.

Başbakan ve şürekası ile başlayalım. Bunların aklında bir kadın fıtratı olduğundan, Tayyip gittiği her konuşmada, açılışta kadınların anneliğine övgüler yağdırdı durdu. Arkasından kadını araç haline dönüştüren üç çocuk söylemleri geldi. Bu konuşmalar kadını birey olarak var olmasından çok ikincil konuma iten, aileye ve onun üretimine indirgeyen, varlığını hapseden söylemler ve arkası sıra gelen pratiklerdi.

Kaç çocuk doğuracağımıza karar verilmişti, şimdi sıra yöntemdeydi. Kürtajın yasaklanmaya çalışılmasına karşı verilen tepkiler karşısında söylemler ayyuka çıktı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, tecavüzün dahi etkisini azaltarak “tezavüze uğrayan kadınlar kürtaj olmamalı, gerekirse o çocuğa devlet bakar” sözünü söyleyebildi.

Gelelim Bülent Arınç’ın cinsiyetçi akıl tutulmalarına. Her konu hakkında fikir sahibi olan(?), her zaman son sözü ben söylerim havasındaki bu mahlûkatı yıl içerisinde değerlendirmeye kalksak sayfalar almaz.

Beyefendinin kadın deyince anladığı “erkeğin işine aklı ermeyen, haddini ve kadınlığını bilip evinde hizmetçi olan” kadın prototipi olduğundan, istemediği gerçekle yüzleşemiyor. BDP’li kadın vekiller için söylediği “BDP’lilerin kadın kotasını artırmasına neden yok.

Onları nasıl kadın sayıyorsunuz? Her biri polis iteliyor, tokat atıyor, her biri otobüs üzerine çıkıp acayip şeyler söylüyor” sözü kadınları politikadan, yönetimden ve yaşamdan dışlamak için sarf edilen sözlerdir.

kadınlara cinsiyetçi söylem bülent arınçBununla da hızını alamayan Bülent Arınç kadınların kendi bedenleri hakkında bu kadar rahat konuşmasından utandığını, “vajina” kelimesini duyunca yüzünün kızardığını söyleyerek kadın korkusunu gün yüzüne çıkarıyor, cinsiyetinden kaynaklı kadınlığı aşağılıyor ve utanılması, saklanması, ayıplanması gereken yaklaşım sergiliyor.

Cinsiyetçi medyanın cinsiyetçi yazarları da kalemini kadın aleyhine oynatmayı yıl içinde ihmal etmedi. Londra olimpiyatlarındaki kadın sporcuların fiziksel özellikleriyle dalga geçen, kadını fiziksel olarak erkeğin beğenisine sunan, cinsel obje olmanın ötesine taşımayan yazılarıyla Yüksel Aytuğ çarpık bakış açısını gözler önüne sermişti.

Bir başka azılı kadın düşmanı ise Engin Ardıç.

Öyle ki sözlerinden geri adım atmamış, hoyrat, aşağılık ve düşmanca sözlerine devam etmişti. Çeşitli ülkelerde FEMEN örgütünün yaptığı eylemleri, bu oluşumun kendini nasıl tanımladığını, eylemin biçimini, tarzını tartışmaktan öte cinsiyetçi, pornogrofik, nefret üreten ve kadınları aşağılayan söylemlerden geri durmadı. Her kalemini oynatışında içindeki kadın düşmanlığını dindiremeyen eril medya yıl içinde üzerine düşeni layıkıyla yerine getirdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu