GüncelManşet

Antep’e Başbakan yorumu; beş mi? NEYSE (yenilendi video)

H.Merkezi: Antep’te Organize Sanayi Bölgesi’nde bir galvaniz fabrikasında patlama meydana geldi. Patlamada çok sayıda ölü ve yaralı olduğu belirtiliyor.

Antep 4’üncü Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Güneydoğu Galvaniz isimli şirkete ait bir fabrikada su deposu yapımı sırasında patlama meydana geldi. Yapılan ilk açıklamalara göre meydana gelen patlamada en az 8 kişi yaşamını yitirdi ve 15 kişi de yaralandı. Ayrıca 2 kişiden de haber alınamadığı belirtiliyor.Buhar kazanının tahliye borularındaki aşırı sıkışma nedeniyle meydana geldiği söylenen patlamayla birlikte galvanizleri taşıyan vinçler devrildi, yangın çıktı, camlar patladı.

Patlama sırasında o bölgede çalışan yaklaşık 15 işçi de şiddetli basınç ve patlamayla birlikte çevreye savruldu, bazıları enkaz altında kaldı. Toz duman ve alevlerin arasında yaşanan can pazarına Gaziantep Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri ve polis müdahale etti. Fabrikanın diğer işçileri de kurtarma çalışmasına katıldı. İhbar üzerine 20 ambulansın da tesislere geldiği öğrenildi.
İtfaiye ekipleri, çıkan yangını kısa sürede kontrol altına alırken, ilk önce enkaz altından 5 kişinin cesedi çıkartıldı. 9 kişi de yaralı olarak kurtarıldı, ilk müdahaleleri yapıldı ve Gaziantep’teki hastanelere sevk edildi. Durumu ağır olan 2 işçinin yolda yaşamını yitirdiği basına yansıdı.
Yaralılar Ayhan Keklikçi, Ali Uzunlar, Ertuğrul İnan, Mehmet Karakaya, Memik Göğüş, Faik Çetin ve Mahmud Abdullah, götürüldükleri 4 ayrı hastanede tedaviye alındı. Bu işçilerden de 3’ünün hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi.

Fabrika çalışanlarının verdiği ve basına yansıyan bilgilere göre, patlama alanında kayıp olduğu ileri sürülen işçiler  450 derecelik asit havuzunda arandı.  Arama çalışmaları sürerken işçilerden Lütfü Çatkın’ın cesedinin ölen işçiler arasında olduğu bildirildi.
Patlamada yaşamını yitiren 7 işçinin cesetleri Gaziantep Adli Tıp Kurumu morguna getirildi.

“Buhar kazanı yüksek basınç nedeniyle patlamış”

Cinayetten sonra olay yerine gelen devletin ileri gelenleri patlamanın yaşandığı alanda “incelemelerde” bulundu. Bölgede böyle bir fabrikanın olduğunu ve işçilerin güvencesiz çalıştığını ilk defa duymuşçasına buhar kazanının yüksek basınç nedeniyle patlamış olabileceği üzerinde durulduğunu açıklayarak, Cumhuriyet Savcılığı’nın inceleme başlattığını, bilirkişi incelemesi sonrası bu durumun açıklık kazanabileceğini “açıkladılar”. Patlamada patronun ihmali olasığı ise akıllarına gelmedi.  Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Peker de olayda 7 kişinin öldüğünü açıklayarak kamuoyunu “bilgilendirirken”, Emniyet Müdürü Ömer Aydın daha “açıklayıcıydı”:”Buhar kazanında patlama meydana gelmiş, galvanizleri taşıyan vinçler de patlamanın etkisiyle devrilmiş”

erdoğanGaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu ise onlardan az pişkin değildi. Sahte gözyaşları eşliğinde, olayın normal olduğuna dikkat çekti:“alınan tüm önlemlere rağmen, bazen bu tür kazaların olabiliyor”. Onlar gerekli tedbirleri almıştı ama her nasılsa böyle şeyler oluyordu. Başbakanın dediği gibi bu işin kaderinde olmalıydı.
DİSK: Denetim Yok

Konuya ilişkin bir açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Erol Ekici  ise patlamanın yaşandığı fabrikaya giden DİSK yöneticilerinin bölgeye yaklaştırılmadığını, fabrkada çalışan işçi sayısının söylenmediğini açıkladı.
Organize Sanayi Bölgesi’nin 175 bin istihdam kapasiteli olmasına rağmen ancak %1,5 sendikalaşma olduğu, bölgenin genelinde sendika düşmanlığının yaygınlığı, denetimsizliğin had safhada yaşandığı, işçilerin fazla sürelerle çalıştırılmalarından dolayı yorgun oldukları düşünüldüğünde, yeni kaza ve ölümlerin meydana gelebileceğini tahmin etmek zor değil” diyen Ekici, AKP hükümetinin önlem almayarak, denetim yapmayarak, ve sorumluları cezalandırmayarak bu ve benzer cinayetlerin birinci derecede sorumluluğunu paylaştığını söyledi. Erdoğan’ın 6 işçi mi? 8 işçi mi? tartışmasına “neyse” diyerek verdiği tepkide ifadesini bulan bakış açısı rakamların korkunç yansımasında da karşımıza çıkıyor.

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2012 yılında  en az 867 işçi hayatını kaybetti. İşçilerin 15’ini 14 yaş ve altı çocuk işçiler, 19’unu 15-17 yaş arası genç işçiler, 162’sini 18-27 yaş arası işçiler, 384’ünü 28-50 yaş arası işçiler, 89’unu 51 yaş ve üstü işçiler iken, 198’ini yaşı belirlenemedi. Ölümlerin adresleri değişmiyor. İnşaat, tarım, maden ve enerji sektörlerinde neredeyse birbirinin kopyası iş cinayetleri yaşandı.

Egemenler iş cinayetleri meydana geldiğinde duyarlılıklarını göstermek adına herkesten önce olay yerine gidiyor, gözyaşları içinde sorumluların tespit edileceği ve işin peşinin bırakılmayacağını söylüyor. Ancak “nedense” her gün yeni bir iş cinayeti yaşanıyor. Her gün bir yerde yaşamını yitiren işçi haberleri geliyor. Korkunç bir iki yüzlülük ve sahtekarlık kol geziyor. Egemenler çıkardıkları yasalarla işçilerin örgütlenmesinin önüne türlü engeller çıkarırken diğer yandan esnek çalışmayı derinleştiren adımlar atıyor. Aslında başbakan devletin meseleye bakışını net bir biçimde özetliyor. Maden işçileri için bu işin kaderinde var diyen başbakan, Antep’te ölen işçi sayısı içinde “neyse” diyor, üç fazla ya da 5 az. Onlar için ne fark eder değil mi? İşçinin devlet katında değeri rakamlardan ibaret. Ancak er ya da geç işçi sınıfı ayağa kalkıp demir yumruğunu enselerine indirdiğinde beş ile sekiz arasındaki farkı görmüş olacaklar.

{youtube}http://www.youtube.com/watch?v=zSs3iNIMQ5A{/youtube}

 

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu