H.Merkezi: 2 Şubat 2011’de Dersim’de şehit düşen beş kadın gerillayı anan Elazığ E Tipi Kapalı Hapishanesinden Tutsak Partizanların gazetemize gönderdiği mektubu haber değeri taşıdığı için yayımlıyor.
“Beşlerin kavga ruhuna dair…!
Gerek dünyadaki gereksede ülkemizdeki devrim mücadelesinde kadının rolü vede önemi küçümsenmeyecek, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Mevcut sistemler kadınları toplumda gerek cinsiyetçi gerek fiziki olarak önemsiz, güçsüz vede cinsiyetçi bakış açısıyla ön plana çıkarıp türlü baskıcı politikalarla kadını erkek egemenliğinin gölgesinde yaşamaşa itmektedir. Bu egemenlerin ayrımcı vede baskıcı politikalarının karşısında bir takım kadın örgütlenmeleri hep olmuşutur vede olacaktır. Ama bu yanlış politikalara karşı birde kadını özgürlük adına, erkek egemenliği karşıtlığı adına bazı ilerici adımlar barındırmasına karşın biratakım eksikliklere vede yanlış örgütlenmelere de sürüklendiğini günümüzde rahatlıkla görebilmekteyiz. Egemen sistemlerin ayrımcı, baskıcı vede cinsiyetçi, erkek egemenliğine karşı koymak adına kadınlarıda bu duruma karşıymış gibi görünen ama özünde yine ayrımcı, karşı cinse güvensizlik hatta düşmanlaşmaya vardırırcısına karşı bir güç vede örgütleme oluşturma çabaları, örneğin feminizm gibi erkek cinsiyetçiliğine karşı kadın cinsiyetçiliğini ön plana çıkarmak yine aynı egemen sınıfların yarattığı sistemin oyununa düşmekten başka bir şey değildir aslında. İşte tamda bu noktada erkek egemen anlayışa karşı olmak adına kadın egemenliğini savunmak değil işin özüne inip her türlü cinsiyetci ayrıma karşı mücadele etmektir asıl olan. Tabi bunun içinde egemenlerin ayrımcı politikalarını iyi kavramak ve ona göre mücadele yöntemleri belirlemek gerekmektedir. Bu egemenlerin her türlü gerici, yoz zihniyetini boşa çıkarmanın en önemli yolu kuşkusuz ki devrimci bakış açısını kavraya bilmekte saklıdır. Devrim mücadeleleri kadın ve erkeği ayırarak değil birlikte yoldaş olarak, cinslerin birbirine üstünlük kurma yerine cinsiyetci zihniyeti kökünden sarsmak için yan yana, omuz omuza yoldaşlık temelinde her türden gericiliğe karşı MLM ideolojisinin ışığında tereddüt etmeden yürümekle aşılabilir ancak.
Bu konuda proleterya partisinin tarihi ülkemizdeki kadına bakış açısı ve ona mücadele içinde verilen rollerde anlaşılacağı üzere kadın mücadelesinin erkek egemenliğine karşı yine erkek ve kadın yoldaşların yan yana aynı safta tereddütsüz vede ayrımsızca egemenlere karşı nasıl mücadele edildiği partimizin pratiğinde oldukça açık ve nettir. Bu örneği en iyi proleterya saflarında şehit düşmüş beş kadın yoldaşımızın yaşamında somutlaya biliriz. Bu kadınlar ki sistemin her türlü hile ve oyunlarını boşa çıkarabilmiş ve kurtuluş yolunun MLM güzergahında proleterya partisi öncülüğünde can pahasına da olsa tereddütsüz bir mücadele örneği ile sergileye bilmişlerdir. Bu kadın yoldaşların parti içinde ki konumları vede üstlendikleri görevler açısından da bakıldığında egemenlerin cinsiyetci bakış açısını partimizin vermiş olduğu somut bir ders niteliğindedir. İşte bu yoldaşlarımızın yaşamlarıda göstermiştir ki kurtuluş ayrı ayrı örgütlenmekte değil proleterya partisinin saflarında birleşip her türden gericiliğe karşı MLM ideolojisine sımsıkı sarılmakla ve bu uğurda yaşamları bizlere birer çoban yıldızı olabilmiş devrim ve komünizim şehitlerinin izinden yürüyebilmek vede her türlü amansızlığa karşı tereddüt etmeden, dimdik beşlerin kavga ruhuna sahip çıkabilmektir asıl kurtuluş. Beş kadın yoldaşın şahsında tüm devrim komünizm şehitlerini önünde saygıyla eğiliyoruz.
Siz değerli Özgür Gelecek emekçilerininde kucak dolusu selamlarımızı iletiyor, çalışmalarınızda başarılar diler saygı vede sevgilerle hoşçakalın…
Elazığ E Tipi Hapishanesinden Tutsak Partizanlar”
