İbrahim kaypakkaya yoldaşı Çorum’da mezarı başında anmaya giderken çok heycanlıydım. Çünkü ilk kez İbrahim kaypakkaya yoldaşın köyüne gidiyordum çünkü ordaki insanları o dağları ovaları mücadele verdiği yerleri görecektim.
İstanbul’dan yola çıktığımızda yoldaşlarımızla konuşuyorduk yarın nasil geçecek mezar anması Çorum’da neler yaşanacak düşman nasıl bir engelleme yapacak diye aramızda konuşuyorduk. Tabiki düşman ne kadar da engellesede biz İbrahim Kaypakkaya yoldaşı mezar başında anmaya kararlıydık.
Otobüsde gece marşlarımızı türkülerimizi söyledik, bu insana daha çok heycan veriyordu. Marşlarımızı söyledikten sonra kısa bir süreliğine dinlendik çünkü, biran önce sabah olmasını güneş doğmasını istiyordum. Kısa bir süreliğine dinlendikten sonra gözlerimi açtığımda güneş dağların doruklarından doğmuştu. Ankara’ya vardığımızda bizi bekleyen yoldaşlarımız vardı. Ankara’da kısa bir süreliğine dinlendikten sonra gene otobüslerimize binip Çorum’un yoluna koyulduk.
Yol kısaldıkça içimdeki heycan artıyor biran önce varmak istiyordum. Uyumak istiyorum zaman geçsin diye ama içimdeki heyecan buna engel oluyordu. Hiçbir zaman böyle bir tecrübe edinmemiştim sanki saat durmuş dakikalar geçmiyor, saniyeleri saymaya başladım. Heycanımı yatıştırmak için yoldaşlarla beraber marşlar türküler ve şakalaşarak zaman geçirmeye çalIştIm bir ara yorgunluktan gözüm dalmış yoldaşımın beni uyandırdığını (kalk yoldaş kalk önder yoldaşın köyüne geldik uyan) dedikten sonra gözümü açtığımda çevik bir hareketle arabadan inip Partizan şapkamı filamamı alıp korteje geçmemle sloganlara eşlik etmem birkaç saniyede oldu. Kortej halinde ilerlerken sloganlara gür bir şekilde eşlik edip jandarma kontrol noktasına geldiğimizde ne kimlik kontrolü ne gebete ne üst araması Partizanlar olarak yaptırmamakta kararlıydık. Jandarma ablukasını kontrol noktasını sınıf kinimizle yıkarak geçtik. Geçerken “kahrolsun faşist Kemalist diktatörlük” sloganlarıyla inletiyorduk her yeri. Düşman kitleyi tehtid ederek dönüşte görürsünüz hepinize gebete yapacağız demeside boşa çıkmıştır. Mezara doğru yürüyüşe geçtiğimiz esnada düşmanın kolluk güçlerinin sivil giyimli fotoğraf ve video çekimi yapan şahsı Partizanlar kitleden uzaklaştırdılar. O esnada düşman güçlerinin kitleye karşı silah kullandığını gördüm. Partizanlar kararlı bir şekilde militan bir duruş sergilemeleri düşmanıda şaşırtmış olup kitlenin çoşkusu bir kat daha artmıştı. Ve daha sonra mezara doğru yürüyüşümüz gerçekleşmiş İbrahim kaypakkaya yoldaşa ve partizan kitlesine yakışır bir şekilde mezar başına gidildi. Mezar başına gidildiğinde saygı duruşuyla başlayan anma ve konuşmalar yapıldı. Daha sonra müzik grubunun mezar başında marşlar söyleyerek anmayı bitirdik. Gene aynı şekilde otobüslerin kalktığı yere doğru yürüyüşümüzü sürdürdük ve otobüslerin olduğu yere geldik otobüslerimize binip, İstanbul yoluna koyulduk. İbrahim kaypakkaya yoldaşın mezarına gittiğim içinde çok mutluyum ve her yılda İbrahim kaypakkaya yoldaşın mezarı başına gideceğim.
Gülsuyu’ndan bir Ö G okuru
