Makaleler

Karşımızdaki gücü tanımak

Savaş tarihte bir gücün diğer güç üzerinde uyguladığı şiddet araçlarından biri olarak var olmuştur. Haksız savaşlar kendi tarihsel sürecinde hasımların birbirini alt etmek, yenmek ve yok etmek için uygulanırken insanlığa binlerce yıldır acı, katliam ve zulümden başka hiçbir şey vermemiştir. Burjuvazinin ortaya çıkışı ile birlikte kendi mezar kazıcısı olan proletaryanın kurtuluş mücadelesinde, verdiği devrimci savaşın amacı ise var olan acıları, katliamları ve zulmü ortadan kaldırmaktır.

Bugün proletarya partisinin ülkemiz özgülünde yürüttüğü devrimci savaş ülkemiz emekçilerinin yegane kurtuluş yoludur. Bu anlamda öncülük ettiği bu savaşın bir tarafı proletarya ve ezilen halk iken, karşısında da burjuvazi vardır. Ve burjuvazi kendi iktidarını koruma amacı ile bu savaşta her zaman yol almıştır. Özcesi bu savaşın yaratıcısıdır. Burjuvazi bu anlamda devrimci savaşın bir düşmanıdır. Bu düşmanlığını proletaryanın ve emekçi halk kitlelerinin iktidar ve hak alma mücadelesinde alanda yaşama geçirmektedir.

Özellikle silahlı mücadelenin esas, gerilla mücadelesinin de savaşın temel sac ayağı olduğu ülkemizde karşımızdaki düşman olan egemenler topyekun imha saldırısını daha ön planda tutmaktadır. Bu gerçeklik yürüttüğümüz savaşta düşmanımızı tanımayı dayatmaktadır ki bu noktada atacağımız adım mücadelemize büyük kazanımlar sağlayacaktır.

[Kendini tanır, düşmanını tanımazsan giriştiğin savaşta kaybetme olasılığın yüksektir.] Sun Tuzu

Savaşan her güç karşısındaki ve kendi gücüne göre savaş taktikleri belirler. Düşmanını tanımayan onun hareket tarzını, nasıl yaşadığını, tekniğini ve cephanesini bilmeyen bir güç düşman karşısında kendisini koruyamaz, savaşamaz. Örneğin; düşmanı izlemeyen ona kafa yormayan sadece geçmiş dönem hareket tarzına göre yorumlayan bir savaşçı darbe yemeğe açıktır. Çünkü savaş kendisini sürekli yeniliyor. Düşman gerilla savaşında çıkardığı deneyim ve tecrübelerle gerillaya karşı yeni taktik ve teknik araçlarla saldırmaktır. Bu anlamda düşmanın bu taktik ve tekniğine hakim olmayan bir güç klasik yöntem ve taktiklerle savaşı sürdürür; ki düşman bu taktik ve teknik saldırılarını gerillanın mevcut hareket tarzını yorumlayarak yenilediğini hesapladığımızda bu durum bizi düşman karşısında savunmasız bırakır.

Bir diğer nokta ise savaşta inisiyatif olgusudur. Gerilla açısından düşman karşısındaki inisiyatif önemlidir. Bu inisiyatifse ancak düşmanı tanıyarak onun ne yaptığını bilerek nasıl hareket ettiğini bilerek ve doğru yorumlayarak kazanılabilir. Bu sadece muharebe anında değil gerilla için yaşamın her alanın da geçerlidir. Örneğin; düşman geçmişte yaptığı kapsamlı operasyonlarla sonuç almayı hedeflerken bugün daha çok hareketli birlikler ve pusularla bir gerilla gibi arazide hareket etmektedir. Düşmanın bu hareketini hesaplamayan, doğru yorumlamayan bir militan geçmişin hareket tarzına göre hareket ederse düşman karşısında saldırıya açık hale gelir.

Karşımızdakini tanımak onunla dolaylı dolaysız ilişkilenmektir. Onu izlemek, istihbarat çalışması yürütmek, kitlelerden edinen bilgileri sistemleştirmek, düşmanın yazılı görsel kaynaklarını incelemek araştırmakla mümkündür.

Örneğin bir karakoldaki sayısal güç, cephane, nöbet değişimleri, mevzi sayısı vb. bilgiler bir taraftan karakola yönelik direk yapılan keşiflerde ve kitlelerden edindiğimizle bilgilenmek mümkündür.

Sonuç olarak, düşman eğer bu savaşın bir parçası ve tarafıysa onu tanımak, hakim olmak savaşın olmazsa olmaz kıstaslarından biridir. Aksi takdirde savaş karanlıkta el yordamı ile yürütülen bir hal alır. (Dersim’den bir Partizan)

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu