GüncelManşet

Hêvîyê gel “Kobanê”

 

Pirsûs: Günlerdir Kobanê’de yaşanan direnişe sahip çıkmak ve IŞİD çetelerinin geçişlerini engellemek için halk, sınır kapısına yakın köylerde nöbet tutuyor. Elbette gözler sürekli sınırın öte tarafında gelen silah seslerine kabartılmış (acaba ne oldu?) sorularını vs. getirmekte.

Evet birçok duyguyu birlikte yaşıyoruz burada. Birçok insanla. Sinirlendiğimiz zamanlarda kaşlar çatılı durumda bakışmalar yaşıyoruz. Öfkelendiğimiz zamanlarda sınıra biraz daha yaklaşmak ve belki geçme ihtimali olur diyerek yürürüz Kobanê’ye. Sevincimizi ise Kobanê’den aldığımız güzel haberlerle marşlarla, Kobanê’ye karşı halaya duruyoruz.

Yaşam

Her güne başlayışımız el yüz yıkama önceliğini ertelemekle başlıyor. Bugün ne yapacağımızı belirlemek ona göre şekillenmek daha can alıcı durumda çünkü. Elbette akşamdan yarını planlamak daha doğrusuyken burası için pekte geçerli olmuyor. Güne başladığında akşam yapılan planların çoğu değişebiliyor ya da ertelenebiliyor. Onun için sabah güne dair bilgilenmek en doğru olanı oluyor. Sınır hattında oluşturulan köylerden bir koordinasyon oluşturulmuş ve bu koordinasyon günlük gıda ihtiyacından tutalım da hangi köyde kalınacağını belirleyen bir yerde duruyor. Tabi bu 10 Ekim gecesinde değişti. Sınır hattına dağılan halkın hepsi tek köyde toplandı. 10 dakikada bulunduğumuz köyleri terk etmek zorunda kaldık. Ve sınıra yakın bir köy olan Measer(Çaykara) Köyü’nde toplandık. Çünkü İslam perdesiyle gittiği her yere katliam götüren IŞİD çetelerinin saldırıları artmıştı ve olası bir durumda sınır telleri zorlanarak Kobanê’ye yardıma gidilecekti. Korkulan olmadı elbette tarihi bir direniş sergileyen YPG/YPJ savaşçıları saldırıları geri püskürtmüştü.

“Çözüm”

Aynı zamanda Türkiye ve Kürdistan illerinde devrimciler, sosyalistler ve yurtseverlerin Kobanê için gerçekleştirdiği direnişte birçok ölüm haberi gelmesi bekleyişi daha da gerginleştirdi. İsyan etmeninde tartışıldığı, “çözümde ısrarın”da yaşandığı sohbetler gerçekleşti. Ve çözümsüzlüğün, isyanın halk tarafından ağır bastığı tartışmalar yaşansa da “sürecin ruhu” öfkeyi dizginledi. Bu öfke artık ne yöne kayar bilinmez ama önüne çıkan ne olursa ortadan kaldıracağı açıktır.

Umut

Evet, bir sınır ve ikiye bölünen bir halk. Sınırda gergin bir şekilde bekliyor. Niçin mi? Şiddetlenen saldırılarda gözler oraya dair bir şeyler söyleyecek birini aramakta oluyor. Bazen karşılık bularak bazen daha da belirsizleşerek bakışmalar yaşanıyor da ondan. Ya da her gün bulunamayan gazeteden, eller havada aranan şebekelerden. Ve en önemlisi ağızlardan “şerwanên me biserkevin” (savaşçılarımız kazanacak) diye başlayan cümleler kurarak, YDG ve Partizan olarak umudu diri tutmayı, yılgınlığı ortadan kaldırmayı da beraber yapabildiğimiz için.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu