ForumGüncel

MAKALE | Son Söz Her Koşul Altında Direnenlerindir…

"Son söz her koşul altında  direnenlerindir. Daha direnenler son sözünü söylememişlerdir. Tarih ve direnişçiler on binlerce şehidin kanı bu onurlu direnişi hak ettiği mevziiye taşıyacaktır, buna inancımız tamdır…"

Emperyalist güçlerin Ortadoğu ve özelde de Suriye toprakları üzerindeki satranç oyunu ve buna paralel uşakların alandaki rolleri ile ilintili olarak denge orantılarının askeri/siyasi olarak her an değişime uğradığı bir tabloyla karşı karşıyayız.

Emperyalizmin alana hakimiyet hamleleri, emperyalizme uşaklıkta kırıntı da olsa kazanma arzusu, ilkel milliyetçilik ve dinciliğin kullanılması, içerde Türk ırkçılığının ve faşizmin açıktan uygulanarak kabaran ulusalcı iştahın piyasaya servis edilmesi, dünyada II. Enternasyonal’den sonra iflas eden Sosyal Demokrasi anlayışının teslimiyeti ve işgal siyasetindeki tavrında somutlayan duruşu (CHP) vb. gibi bir dizi kafa karışıklığına yol açan yaklaşımın açıktan deşifre edilmesi ortada durmaktadır.

Suriye Demokratik Güçleri’nin denetimindeki alanların işgale açık hale getirilmesindeki baş döndürücü gelişmeler esasen emperyalist hakimiyetin tahsisi üzerine kuruludur.

Emperyalistler arası (ABD/Rusya/AB) taktik manevra ve dalaşının atıkları toplanmadan bu sefer de çıkar anlaşmaları sonucunun moloz yığınlarıyla karşı karşıya kaldık.

Önce Afrin “büyük abi Türkiye” eliyle terörist cihatçıların toplanma merkezi-üssüne dönüştürüldü. Kürt düşmanlığı ve Osmanlı yayılmacı politikası üzerine kurulu ümmetçi/Türk İslam sentezli AKP/Erdoğan siyaseti, Kürt düşmanlığı üzerinden yarattığı terör basıncı ve ülke genelindeki KHK ve kayyum atamalarıyla ağır baskı koşullarını devreye koyarak iktidar süresini uzatmanın harcına kan karıştırmıştır. Burada esasen belirtilmesi gereken birkaç olgudan biri de bu işgale yüklenen misyondur.

Afrin işgali ve devamında Serakaniye’nin işgal edilmesi, Türk devletinin bağımsızlığını değil tam tersi başta ABD emperyalizmine göbekten bağımlılığın ta kendisi olduğunu göstermiştir.

ABD ve Rusya’nın bölge çıkarlarına uygun konumlandırılan ve yerine göre ipi uzatılıp tutulan bir rol biçilmiştir. Bu son hamle öncesi Trump’un Erdoğan’a dönük hakaret ve alay dolu mektubu ve işgal sonrası açıklamaları bu söylemimizi açıkça ortaya koymuştur.

Evet emperyalist güçlere güven olunmayacağını biliyoruz. Bunu QSD/YPG güçleri de biliyordu. Ancak alandaki hassas dengeler ve emperyalist devletlerin hakimiyetinden faydalanarak çelişkileri değerlendirerek ilerlemeye çalışmasına karşın ABD/Rusya’nın Kürt halkını hançerlemesine engel olamadılar. Engel olamadılar ama direnişleriyle dünya halkları nezdinde haklı ve gururlu bir yere oturtuldular. Bu haklılığın desteğini alan QSD güçleri, savaş suçları işleyen faşist Türk devleti ve beslemelerini siyasal alanda zora sokacak adımları ileride daha net atacaktır.

Kürt güçleri emperyalistlerin bu tavrına rağmen hala ciddi çelişkiler yaşayan emperyalist güçler arasındaki boşluklardan, çelişkilerden faydalanabilmelidir. Bu faydalanma olgusu “emperyalizme yamanma” olarak algılanmamalıdır. Bugün açısından QSD’nin sistemi birçok yetersizliğe rağmen Ortadoğu’ya geniş demokrasi gömleği gelebilir. Zaten emperyalist sistemin ve uşak devletlerin rahatsız oldukları noktalardan biri de budur.

Bunun yanısıra alanda yer alan enternasyonal taburun ve devrimci hareketlerin anti-emperyalist duruşu, Kürt güçlerine önemli kazanımlar sunacaktır.

Şurası açık ki, QSD’nin ayak diredikçe onu “hizaya getirmek” adına Türk devleti ve çetelerini saldırtacaklardır. Mazlum Ebdi’nin Rusya ve Türkiye arasında yapılan anlaşmanın ardından “bu anlaşmanın tümünü kabul etmiyoruz” demesinin saldırıların artmasının altındaki gerçeklik de buydu. Ortadoğu’ya model ve umut olabilecek gelişmelerin önünü Rojava Devrimi’ni engelleyerek ya da alanını daraltarak önlemeye çalışmalarının bir nedeni de budur.

 

Lübnan’da sular ısınıyor

Arap Birliği Suriye konusunda tavır takınarak Türk devletini açıktan kınamaya başladı. AP yaptırım kararı çıkartarak tampon bölge projesini ortaya koydu. Türk devleti ise “Suriye Milli Ordusu” adıyla kurduğu bu terör gruplarıyla anılmaya başladı şimdiden. Bakalım, bu on binlerce çeteden oluşan ordusunu Afrin ve Serakaniye yerleştirmesine Rusya ve Suriye’nin tavrı ileride ne olacak? Evet İdlip temizlenecek ve denetim sağlanacak, buradaki tüm teröristler Türkiye denetimindeki alanlara konumlandırılacaktır.

Türkiye ateşten gömleği giymiştir ve bu ateş tüm vücudu yakacaktır. 21 yy.da kadını-erkeği-yaşlısı-çocuğuyla bir direniş destanına imza atan Kürt halkının kendi kaderi hakkındaki kararına herkesin saygı göstermesi gerekir. Son söz her koşul altında  direnenlerindir. Daha direnenler son sözünü söylememişlerdir.

Tarih ve direnişçiler on binlerce şehidin kanı bu onurlu direnişi hak ettiği mevziiye taşıyacaktır, buna inancımız tamdır…

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu