Güncel

Gazeteciler; Fotoğraf makinesi ve kameramızı gizleyerek çalışıyoruz!

Amed'te görev yapan gazeteciler, 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü'nde hangi koşullarda çalıştıklarını anlattı.

H. Merkezi: Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) verilerine göre, dünyada en fazla tutuklu gazetecinin bulunduğu ülke Türkiye. Baskılar nedeniyle mesleği icra etmenin koşulları her geçen gün daha da zorlaşıyor.

10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü’nde Diyarbakır’da görev yapan gazeteciler, çalışma koşullarını Mezopotamya Ajansı’na anlattı.

Gazeteciliğin iktidarları her zaman rahatsız ettiğini belirten Jinnews Muhabiri Şehriban Aslan, bugün muhalif gazeteciliğin her zamankinden çok daha tehdit altında olduğunu ifade etti. Zor günlerden geçtiklerini dile getiren Aslan, hukuksuzlukları ve usulsüzlükleri ifşa eden gazetecilerin “vatan hainliği” ile suçlanabildiğine söyledi. Polis, savcı, hakim ve gardiyanların gazeteciler ile okuyucuların arasına girdiğini belirten Aslan, “Bizler hapisteki meslektaşlarımızın yanına gönderilme tehdidi ile karşı karşıyayız. İşte böyle bir ortamda çalışıyoruz” dedi.

“Gazeteci olduğunu söylediğin anda direk şüpheli sıfatıyla muhatap alınıyorsun, suçlu muamelesi yapılıyor”

Evrensel Gazetesi Diyarbakır Muhabiri Fırat Topal da, iktidarın gazetecilik faaliyetlerini suç olarak kodladığını belirtti. Bölgede çalışan bir gazeteci olarak özellikle sokağa çıkma yasaklarının başlamasıyla birlikte, basına yönelik baskıların arttığını ifade eden Topal, sahada ne tür yaklaşımlarla karşılaştıkları ve buna dair hangi çözümlere başvurduklarını şu sözlerle anlattı:

“İktidarın, gerçekleri duymaya, görmeye tahammülü yok. Buradaki mesele gerçeklerin halka ulaştırılmasıydı. İktidarın bu kaygısı sahada çalışmakta olan gazetecilerin işini de zorlaştırdı. Herhangi bir kontrol noktasında ya da rutin bir GBT kontrolünde gazeteci olduğunu söylediğin anda direk şüpheli sıfatıyla muhatap alınıyorsun, suçlu muamelesi yapılıyor. Çünkü iktidar tarafından gazetecilik böyle kodlandı. Bu yüzden özellikle sokakta haber takibi yaparken kullandığımız fotoğraf makinesi, kameradan, not defterinden tutun da haber kaynaklarımıza kadar hepsini kamufle etmek zorunda kalıyoruz. Tabi bu baskı bizi sokağa çıkmaktan alıkoymuyor. Fakat topluma sirayet eden ciddi bir yanı var. İnsanlar konuşmaktan çekiniyor. Fotoğraf ya da isim vermekten çekiniyor. Bu istediğimiz haberi yapmamız için elbette sıkıntı. Bu durumu konuştuğumuz yurttaşın, güvenini kazanarak, korkusunu kırarak aşmaya çalışıyoruz.”

Gazete Duvar Diyarbakır Temsilcisi Vecdi Erbay ise, Türkiye’de gazetecilerin aslında hiçbir zaman rahat koşullarda çalışma olanağına sahip olmadığını belirtti. Gazetecilerin bir yandan siyasi iktidarların, bir yandan da gazete patronlarının baskısını enselerinde hissederek çalıştıklarını söyleyen Erbay, çalışan gazetecileri bekleyen tehlikelerden birinin de yaptıkları haberler nedeniyle haklarında soruşturma açılması ve tutuklanması olduğunu kaydetti. Erbay, “Darbe girişiminin ardından birçok gazete, televizyon, dergi, yayınevi kapatıldı. Kimi kurumlar, mevcut hükümete yakınlığıyla bilinen şahıslar tarafından satın alındı. Geriye kalan gazete ve televizyonlar kapatılma endişesiyle yayıncılık yapıyorlar. Buna yayıncılık denilebilirse tabi. Yüzlerce gazeteci işsiz kaldı, hala çalışanlar ise bir gün çalıştıkları kurumun kapatılması, el değiştirmesi ve işsiz kalmak tehlikesi altında çalışıyorlar” diye konuştu.

Erbay, bu koşullarda çalışan gazetecilerin gününü kutlamak yerine gazetecilerin özgürce çalışabilecekleri bir ortam yaratılması için mücadele etmesi gerektiği belirtti.

Mesleği icra etme koşullarının her geçen gün zorlaştığını ifade eden gazeteci Hatice Kamer  ise “10 yılı aşkın bir zamandır muhabirlik yapıyorum ama son birkaç yıl, gazetecilik yapma koşulları çok zorlaştı. Bölgede sokağa çıkma yasakları ile gazetecilik oldukça sıkıntılı bir hal almaya başladı. Ama darbe sürecinden sonra bu durum artık Türkiye’nin tamamı için geçerli” dedi.

Muhabirin gücünün saha hakimiyetinden, doğru ve gerçek haberlerden geldiğini belirten Kamer, “Ancak saha muhabire daraldı. çünkü insanlardan demeç almak hiç bu kadar güç olmamıştı. Herhangi bir gelişme ile ilgili görüş almak istediğimde olumlu yanıt almak çok zorlaştı. Geçenlerde anadil ile ilgili bir demeç almak üzere bir kitapevine gittim.

Üç genç vardı, onlardan biri sosyal medya paylaşımı yüzünden hala mahkemelikmiş. Demeç vermeyi bir tarafa bırakın masada kapalı duran ses kayıt cihazı ve kameranın varlığından o kadar tedirgin oldu ki, her ikisinin de kapalı olduğuna inandırmak için bataryalarını çıkarmam ve makineleri çantaya koymam gerekti.

Sade vatandaşı bir tarafa bırakalım, gazeteciler bile birkaç yıl önce sosyal medyalarından yaptıkları paylaşımlardan dolayı yargılanabiliyor. İfadesi alınmamış, hakkında dava açılmamış kaç gazeteci kaldı ki? Çalışan Gazeteciler Günü ama gazetecilerin çoğunun ne çalışma imkanları ne de doğru dürüst gazetecilik yapabilecek koşulları kaldı” dedi. (Mezopotamya Ajansı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu