Güncel

Cizre’de çocuk olmak…

Dün gece kurşunlar yağdı Cizre’de, bir tek dün yağmadı bu kurşunlar günlerdir yağıyor aslında.

Evlere sokaklara, en çokta çocukların üstüne yağdı, çocukluğumuzun “minikcik” yüreklerine işledi. Hendekler açıldı kurşunlardan korunmak için, belki yüreklerimizi toprağın sıcaklığında ısıtabiliriz diye, belki yüreklerimizi saklarız diye ya da postallar çocuk düşlerimize değmez diye, sokaklara giremeyince TC postalları, tomaları, silahlarıyla girdi.

Dün Ceylan’ı, Uğur’u katledenler, Berkin’i vuranlar, bugün Cizre’de karşımızda kurşun yağmurlarıyla duruyorlar.

Bugün Cizre yakılırken, çocukluğumuzu yakmak istiyorlar. “Taş atıyorsunuz diye size kurşun sıkacağız” diyen polis, taşlarımıza karşılık kurşunla katlediyor bizi.

Evet biz o taşı hiç oyun için almadık elimize, taş bizim varolma aracımız, zulme karşı koymanın adı oldu. Hiç küçümsemeyin minik ellerimizdeki o taşı, düşman bilincimizin bir yankısıdır toma’da parçalanan o taş, türkülerimize, ağıtlarımıza, mezarlarımıza sıkılan kurşunların patladığı yerden yükselir. İşte onca korku ondadır, devletin saldırdığı yerden yükselen her taş daha fazla saldırıyla karşılık bulmaktadır. Tahammülü zordur, postal seslerinden çok yankılanan taşın sesi duymak.

Zulmün karşılık bulduğu taşların hikâyesi yazılırken, ölen çocuklar katliamın adıdır ve devletin korkusunun ifadesiyle yangın yerine çevrilmek istenir Cizre.

Minicik ellerimizdeki o taşlarımız, minicik yüreklerimizdeki kocaman inancımız, irademizdir.

Tertemiz gülüşlerimizle taşın hikâyesine 40 yıldan fazladır başladık ve devam ediyoruz. Ellerimizdeki taşlarla başlayan düşman bilincimiz, Cizre’de patlayan namlumuz olacak. Cizre’nin hesabı, yarım bırakılan düşlerimizin hesabıdır. O hesap sorulacaktır bir gün elbet.

İzmir’den bir ÖG okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu