GüncelManşet

Bilin bakalım, burası neresi?

Şimdi size bir yer tarif edeceğiz:

Öyle bir yer düşünün ki, her yanı inşaat halinde… Her yerden inşaat sesleri geliyor.

İster saat sabahın 08.00’i olsun ister gecenin 22.00’si; fark etmez, kulaklarınızda hala tak tak, tartartar sesleri ve gözünüzün önünden hiç eksik olmayan “Verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” yazıları…

Ama nedense o “geçicilik” de hiç geçmiyor! Ya neyse…

Öyle bir yer düşünün ki; tüm bir şehri inşaat şantiyesi gibi… Her şantiyesi en az bir işçinin kanı ile sulanıyor, binalarının harçlarını kanla karıyorlar!

Hem milyon dolarlık inşaat sahiplerinin paralarıyla sükse yaparlar, hem de 3 kuruşu işçiden esirgedikleri için çürük bir asansörle 32. kattan yere çakılan 10 işçinin ölümünden duydukları asansör fobilerini “gülücüklerle” anlatırlar.

Tamam, sanırız artık yeri anladınız. En bilindik deyimle: BURASI TÜRKİYE!

 

Burası gerçekten Türkiye!

Bugün akşam saatlerinde yine öyle bir olay oldu ki; devamında “Burası Türkiye!” ünlemi vermekten kaçınamayacaksınız.

Günde milyonlarca insanın uğrak yeri olan Taksim Meydanı’na yakın bir yerde bulunan inşaat iskelesi akşam saatlerinde çıkan fırtınada çöküverdi. Bu olayda biri 10 yaşında Suriyeli bir çocuk hem de ağır yaralı olmak üzere 5 kişi yaralandı.

Veee…

Geliyoruz “asıl olaya”!

5 kişinin yaralandığı çöken inşaat alanına ambulanstan önce TOMA ve çevik polis yığınağı yapılıyor. Alimallah birileri gelir de, özellikle de “Geziciler”, eylem yaparlar falan! Çökmüş inşaat iskelesi ile altında kalan yaralıları yaralı yaralı korumaya gelmişler!

Burası Türkiye!

Allah aşkına! Böyle bir olay başka nerede olur?

 

Bir Özgür Gelecek okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu