GüncelManşet

“Eşiği geçmek” ve yeniyi inşa etmek!

TC devletinin içerisinde bulunduğu yönetememe krizi, ezilenler nezdinde saldırıların her açıdan giderek boyutlanması ile kendini gösterirken hakim sınıf klikleri içerisindeki çatışma da buna paralel olarak ilerliyor. Gülen Cemaati ve AKP arasındaki ittifakın bozulması ve devamında birbirine diş bileyen iki ezeli rakibe dönüşmeleri buna bir örnekken şimdilerde ise AKP içerisinde yeni çatırdamalar gündemde. Geride bıraktığımız hafta Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan ve Başbakan A. Davutoğlu arasındaki yaşananlar bunun göstergelerinden biri. Başbakanlık koltuğunda henüz 1 yılını bile tamamlayamayan Davutoğlu, Erdoğan tarafından saf dışı bırakıldı, AKP olağanüstü kongreye gidiyor.

AKP içerisindeki bu çözülmeler, TC devletinin içerisinde olduğu yönetememe krizini çözme girişiminin sonuçlarındandır. TC’nin öz itibariyle olmasa bile biçimsel yönden kendisini revize etme girişimlerinden olan ve Erdoğan eliyle devreye sokulmaya çalışılan “Başkanlık Sistemi”, ısrarlı bir şekilde sağlanmaya çalışılıyor. AKP içerisinde Davutoğlu’na darbe olarak gündeme gelen bu iktidar dalaşının diğer bir yanını ise hem iç hem de dış politikalarda AKP nezdinde TC devletinin sıkışmışlığı oluşturuyor. T. Kürdistanı’nda abluka ve katliamlarla, ülkenin batısında ise siyasi soykırım operasyonları, DAİŞ işbirliğiyle gerçekleştirdiği bombalı saldırılar ve devrimcilere yönelik infazlarla, muhalif her kesimi yok etmeye çalışan devlet, toplumsal muhalefeti bastırma yönünde yaratmaya çalıştığı korku imparatorluğu ile bu sıkışmışlığını açmaya çalışıyor. Ancak evdeki hesap çarşıya uymuyor. T. Kürdistanı’nda direnişin devam etmesi, devletin Kürt Ulusal Hareketi’ni tasfiye etme girişimlerini boşa çıkarıyor. Diğer yandan bu tasfiye girişimleri elbette ki mecliste de sürüyor.

 

Dokunulmazlıklar kaldırılırsa halk iradesini koyar!

Mecliste dokunulmazlıkların kaldırılması hamlesi, TC devletinin ölüm kalım savaşı olarak adlandırdığı abluka, yasak ve katliamlarıyla örülü konseptinin bir devamı olarak okunabilir. HDP’nin 7 Haziran Genel Seçimi’ne parti olarak gidişi, baraj engellemelerine karşı meclise girmesi, muhalif kesimlerin kendi gücünü tekrar keşfetmesi ve şovenizmin kırılışı yönünde önemli bir noktada dururken buna karşı TC devleti tarafından faşizmin ağırlaştırılmış halinin ortaya konulması gecikmedi. T. Kürdistanı’nda abluka, yasak ve katliamlarıyla 1 Kasım’a giden TC, bombalı saldırıları, siyasi soykırım operasyonları ile ülkenin batısında da korku imparatorluğu koşullarını hazırlamasına rağmen HDP’nin meclise girmesine engel olamadı. Şimdi büyük bir olasılıkla HDP’siz bir meclis için yine yeniden bir erken seçim hamlesi beklenir oldu.

Kürt Ulusal Hareketi’nin meclisteki ayağının tasfiye edilmesi amacıyla son hamle olarak hakkında dosya bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını içeren anayasa değişikliği teklifi, 3 Mayıs günü TBMM Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi. HDP’li milletvekillerine fiziki ve sözlü saldırılarla gerçekleşen komisyon toplantısında adeta bir tiyatro sahnesi ortaya konuldu. AKP-MHP-CHP bileşeninin onay verdiği teklif, HDP tarafından oylanamadı. HDP’li milletvekillerine yönelik saldırılar sonucu, vekiller salonu sloganlarla terk ettiler. AKP ve MHP’nin bu konuya ilişkin tavırları en başından beri netken, CHP’nin “‘Terörist’lerin yanında olmaktansa evet deriz”vari yaklaşımı, CHP’nin “sol” maskesi altındaki yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Kılıçdaroğlu’nun 14 Nisan’daki “Buna AKP’nin gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için evet diyeceğiz. Asıl gerekçe HDP’lileri yargılamak. Biz hayır desek, bunlar ‘HDP’lilerle kolkola’ diyecekler” sözlerinin ardından teklifin kabul edilmesinin hemen ardından aynı maskeyi kuşanarak yolsuzluk yapan bakanların yargılanması için “evet” dedikleri minvalindeki açıklamaları, gerçeğin üzerini kapatamıyor.

Kanundaki değişiklik teklifinin HDP’li milletvekillerinin tutuklanması, böylece meclisin “bütünlüğü”nün sağlanması için olduğu açıkken, HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Arkadaşlarımız tutuklanır milletvekilliklerinin düşürülmesine kadar gidilirse, hiçbir seçenek bizim açımızdan tartışılmaz olmayacaktır” ve “Parlamentoları partiler değil halk kurar ve halk isterse birden fazla parlamento da kurar. Halk böyledir” sözleriyle beraber T. Kürdistanı’nda abluka, yasak ve katliamlara karşı direniş aylardır sürmesi bugünden yarına Kürt Ulusal Hareketi’nin izleyeceği yolu göstermektedir.

 

İşçi ve emekçilere kölelik meclisten geçti!

AKP’nin kendi içerisindeki iktidar dalaşı, devrimci, demokrat ve yurtsever güçlere yönelik saldırılarla geride bıraktığımız hafta içerisinde işçi ve emekçilere köleliği dayatan İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı da meclisten geçti. “Kölelik Yasası” olarak tanımlanan ve özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması ve uzaktan çalışma gibi esnek çalışma modelini öngören kanun tasarısı ile işçi ve emekçilerin yıllardır verdikleri mücadele sayesinde elde ettikleri temel hakları ellerinden alınmış oldu. Kanunla, yıllardır gündemde olan kiralık işçilik ve özel istihdam bürolarının yasalaşması, halihazırda kayıtdışı olarak mevcut olan özel istihdam bürolarını yasal hale getirdi. Güvencesiz çalışmayı yaygınlaştıran, kıdem tazminatını ortadan kaldıran, sendikalı çalışma koşullarının önünü kesen bu yasanın tam da Davutoğlu-Erdoğan çatışması gündemi meşgul ederken meclisten geçmesi ise dikkat çekici.

Gelinen süreç TC’nin köşeye sıkışmışlığı- yönetememe krizi, hakim sınıf temsilcilerindeki yansımaları ve buralarda meydana gelen çözülmelerle beraber, sistem açısından yıkımın eşiğidir. Bu eşiği geçmek, yıkımı getirerek yeniyi inşa etmek her zamankinden daha kolay ve daha zor! Kolay çünkü, egemenler açısından çözülmenin, ezilenler açısından çelişkilerin arttığı bir süreçteyiz. Zor, çünkü hakim sınıflar köşeye sıkışmışlıklarını daha fazla saldırı, kan, savaş konseptiyle karşılıyorlar. Ancak zor olana karşı çözüm mevcut! Devrimci dayanışmayı büyüterek “an”ı yakalayan politikalarla, pratik adımlarla bugünü, yarını, geleceği örgütlemek…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu