Gençlik

Şık’larla birlikte geleceğimizi de karalıyoruz!

H. Merkezi: Sınavlar, sınavlar, sınavlar…

Gençliğin sıkıştırılmaya çalışıldığı 5 şıklı sorular ve sayfa sayfa deneme sınavları… Kaç hayat, kaç umut, kaç gelecek söndü bu şıkların arasında…

Geçtiğimiz haftasonu YGS vardı. Bir öğrenci, sınavın verdiği heyecana dayanamayarak kalp krizi geçirdi ve yaşamını adamak zorunda bırakıldığı sınavın ortasında yaşamını yitirdi. Sınav, daha sonuçları açıklanmadan bir gencin hayatını, hayallerini, umutlarını yok etti.

Bu hafta sonu sınavlar yine devam ediyor. Bu kez açıköğretimde okuyanların girmek zorunda oldukları sınavlar; 7-8 Nisan’da gerçekleştiriliyor.

Sınava giren okurlarımız, bu konuda bir deneme yazdılar. Biz de bu denemeyi sizinle paylaşmak istiyoruz:

Şık’larla birlikte geleceğimizi de karalıyoruz!

Deney anını bekleyen yeşil kurbağa gibi sessiz ama içten bir vırak “bırak”, belki son çığlık…

Sınav öncesi son sessizlik ve son “dualar”… Genelde anne ve bir yakının tesellisi… Genel diyorum ama aslında özel bir işkence bu. Bir aile düşünün ki; hayatı boyunca bilimden ve ileri görüşten uzak, amma velâkin sınavlara girenlerden daha heyecanlı ve daha panik… Kendi yapamadığı hayatta başaramadığı, ulaşamadığı, zincirlerini kıramadığı şu hayat silsilesinden biraz olsun intikam alır gibi sınava giren kobayına hassas ve sert bir şekilde yaklaşır.

Yıllarca gerçekleştiremediği diğer hayaller, istekler gibi… Hiç denediniz mi, kurduğunuz hayallere ulaşacak bir adım atmayı başardınız mı? Aramızda deneyenlerin ezilmiş parmaklarını görüyorum. Ulaşmak kolay mı? Hiç bedel ödemeden, hiç ter dökmeden ulaşabilir miyiz? Ya da bedel ödesek bile ulaşabilir miyiz? Sınavlar böyle midir?

Hiç çalışmadım. Her satırda hayallerim geldi gözüme, kulağıma ve tadını damağımda hissettim umutlarımın. Gözlerime mil çekiliyor her satırda hırçınca akan derelerin, önüne konan HES’ler gibi hissediyorum. Yıllarca kurduğum umutlar, gözümden bir yağmur tanesi gibi akmakta.

Her sınava girdiğim okulun bahçesinde ağaçları dinliyorum. Bu sessiz ve karanlık gölgesinde, kaç umut yeşerdi ve soldu. Egzoz dumanlarına rağmen, doğa kokan, ağaç gölgelerinde bazen bir ağaç olmak gerekir. Sağır, dilsiz ama dertli ve dert ortağı konuşsa söylese yok etmeyin umutlarınızı, rüyalarınızı ve zamanınızı şık’larda.

Koşun benim Güneş’e doğru koşup uzanmam gibi. Her zaman dik onurluca göğe, hayallerinize koşun. Size dayatılan hiçbir şık’ta boğulmayın. Gelecek şık’larda değil, emekle, özveriyle rüyalarını peşinden hiç korkmadan, pranga ve zincirleri parçalayarak koşun…

Esenyalı’dan bir Özgür Gelecek okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu