GüncelMakaleler

KADINLARIN BİRLİĞİ | Dayanışmamız sınır tanımaz/tanımamalı

Ülkemize çok sayıda Afganistanlı mültecinin gelmiştir ve bu sayı giderek artacaktır. Bizler de mülteci kadınlarla iletişime geçerek onlarla dayanışmayı bir gerçeklik haline getirebiliriz.

20 yıllık işgalin ardından ABD emperyalizminin Afganistan’dan çekilmesi ve Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle birlikte, Afganistan özgülünde en çok tartışılan konuların başında “kadınların durumunun” olması dikkat çekici. Birden herkes kadınların başta şeriata uygun olarak giyinme ya da burka kullanma zorunluluğu olmak üzere haklarına ve yaşamlarına odaklanan tartışmalar yapmaya başladı.

Afganistan’da kadınların tek sorunu “giyim-kuşam” sorunuymuş gibi konuya popülerlik kazandırma meselesi bir yana, öncelikle, kadınların Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinden önce, yani 20 yıllık işgal sürecinde neler yaşadıklarına bakmak gerekir.

ABD ve müttefiki emperyalistlerin, 2001 yılında “terörizme karşı savaş” adı altında başlattığı işgal saldırısında binlerce kadının yaşamını yitirmesinin yanında, sonrasındaki “medeniyet götürme” iddiasının da kadınların yaşamlarında bir değişime yol açmaması, verilerin işaret ettiği bir gerçek. İşgal döneminin Afganistan’da, büyük kentlerde ya da esasta başkent Kabil’deki orta ve üstü sınıflara mensup kadınların hayatındaki esas ilişkin olmayan değişimleri bir kenara bırakırsak yüzde 80’inin yaşadığı kırsal bölgelerde yaşam aynı şekliyle devam etmiştir.

Yani batı merkezli medyanın gösterdiği gibi, işgalle birlikte kadınlar özgürleşmemiş; eğitim, sanat vb. alanlarda gözümüze soktukları küçük bir azınlığın fotoğrafları olmuştur.

Taliban’ın iktidara gelmesinin ardından da, aynı medya, kadınların tek derdi “burka”ymış gibi bir görüntü sunarak, yine erkek bakış açısıyla kadın meselesine yaklaşmakta, kadınların taleplerine kulaklarını kapatarak bağlı bulundukları güçlerin istedikleri gibi manipülasyona devam etmektedir.

Oysa iktidar değişikliğinin ardından sokakları terk etmeyen ve mücadele yürüten kadınların sesine biraz kulak verilse tek başına yolculuk yapmaktan, eğitim ve çalışma hakkına, küçük yaşta evlilik zulmüne vb. karşı ölümüne bir talepler listesi olduğu görülür. Ama sadece bu da değil, kadınlar yaptıkları eylemlerde ülkelerinin geleceği için savaştıklarının özellikle altını çizmekteler. Eylemlerindeki “Yaşasın Afganistan halkı”, “Taliban’a ölüm”, “Pakistan’a ölüm” sloganları isteklerinin-arzularının ülkelerinin özgür geleceği olduğunun ifadeleri.

Diğer yandan Afganistan “dinci gericiliğin” kalesi durumuna girmiş ve en gerici uygulamalar ve vahşet görüntüleriyle korku salmışken, protesto gösterilerinde sokakların kadınlarla dolmasının, silahlı-silahsız eylemlerde kadınların en ön safta görüntülerinin dünyaya yayılmasının bize verdiği, bizim de almamız gereken bir mesajı var.

Tıpkı, ülkemizdeki 1980 AFC’si sonrasında ilk sokağa çıkanların, yine 2016 “darbe girişimi” sonrasında estirilen terör ortamında sokakları tek etmeyenlerin kadınların olması gibi, DAİŞ çetelerine karşı en önde savaşanların Kürt kadınlar olması gibi, Taliban zulmüne ve terörüne karşı mücadeleyi bedel ödemeyi göze alarak yükselteme çabası içinde olanlar da yine kadınlar.

Mesajın bu kısmı, sadece bir durum tespiti, somut gerçekliğin ifadesidir. Diğer kısmında ise, ezilenden, sömürülenden, zulmedilenden yana olan kadınlara Afganistanlı kadınlarla dayanışması çağrısı bulunuyor. Her zaman ifade ettiğimiz gibi “Dayanışmamız sınır tanımaz”, tanımamalıdır da. Elbette bu dayanışmayı göstermenin, etkili bir tepki örgütlemenin yolları mevcuttur. Çok önemli olmakla birlikte bu konuda duruşumuzu ve Afganistanlı kadınlarla dayanışmamızı ifade eden açıklamalarda bulunmak yeterli olamaz. Dayanışmayı eyleme geçirmek için pratik adımlar da atmalıyız. Türkiye’de, Rojava’da, Avrupa’da, her nerede bulunuyorsak dayanışma ağları ve eylemleri örgütlemek bu pratik adımlardan biridir.

Yine hala Afganistan’da yaşayan kadınlarla ve kadın örgütleriyle iletişime geçerek dayanışmanın yönünü ortak bir şekilde tartışmak gerekir. Zira kendi sesimizi sadece kendimizin duyduğu bir süreçten öte bu sesi Afganistan’a, Afganistanlı kadınların sesini de tüm dünyaya taşımak önemlidir.

Ülkemize çok sayıda Afganistanlı mültecinin gelmiştir ve bu sayı giderek artacaktır. Bizler de mülteci kadınlarla iletişime geçerek onlarla dayanışmayı bir gerçeklik haline getirebiliriz.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu