Emek

“Zaman bir araya gelmenin, birlikte iş yapmanın zamanıdır”

Partizan, Sosyalist Meclisler Federasyonu ve Yeni Dünya İçin Çağrı’dan ortak Forum: Zaman yalnız durma zamanı değil! Zaman bir araya gelmenin, birlikte iş yapmanın zamanıdır.

İstanbul: Partizan, Sosyalist Meclisler Federasyonu ve Yeni Dünya İçin Çağrı tarafından çağrı yapılan “Kriz ve şiddet sarmalında birleşik mücadelenin olanakları. Ne yapmalı” başlıklı forum Okmeydanı’nda Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Saygı duruşu ile başlayan etkinliğin amacına dair kısa giriş konuşması yapıldı.  Giriş konuşmasında bu forumu ortak düzenleyen kurumların daha önce Kaypakkaya Sempozyumunu başarılı bir şekilde gerçekleştirdikleri ve bu deneyimin devamının getirilmesi anlamında bu forumun önemli olduğu dile getirdi.

Konuşmanın devamında, “Krizin etkilerinin arttığı, faşizmin azgınca saldırdığı bir dönemden geçiyoruz. AKP iktidarının dolara dayalı borçlanma, hızlı büyüme ekonomik siyaseti krize neden olmuştur. Krizi yaratanlar, krizin sorumlusu olanlar, krizin yükünü işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin sırtına yüklüyor. Zaman yalnız durma zamanı değil! Zaman bir araya gelmenin, birlikte iş yapmanın zamanıdır” denildi.

Konuşmanın devamında, yaşanan krizin sonuçlarına dair yapılan vurguların ardından, “Bu forum ile amaçladığımız, derinleşen kriz ve faşizmin dizginsiz bir biçimde uygulandığı koşullarda, birlikte ne yapabiliriz? Saldırılara birlikte nasıl karşı koyabiliriz? İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin birleşik ortak mücadelesini nasıl örebiliriz?” şeklindeki sona erdi.

Ardından yaşanan krizi, krizden etkilenen ve isyan eden emekçileri konu alan bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

 

3. Havalimanı direnişi tarihe yazılmıştır”

Direnişçi işçilerin konuştuğu bölümde ilk olarak Dev Yapı-İş Sendikasından havalimanı işçisi Cemal Özder söz aldı. Özder,  14 Eylül’de açığa çıkan 3. Havalimanı direnişine geliş sürecini anlatarak, “Ben bir insan olarak utanıyorum, taleplerimiz kabul edilebilirdi. Genel Başkanımız neden hala tutuklu, İGA çıkıp özür diliyor”

Bu direnişin yayılacağını dile getiren Özder, sendikalara sahip çıkılması çağrısı yaptı. Tutsak arkadaşların işçilerin talepleri için hunharca gözaltına alındığı ve Silivri kamplarında tutsak edildiğini belirtti.

“Bu dünya tarihine geçti, direniş ve devletin tavrı tarihe geçmiştir.  Buradan Silivri zindanlarına selam gönderiyorum.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Dev Yapı-İş Sendikası’ndan Hasan Oğuz söz aldı. “3. Havalimanında olanlar birden bire ortaya çıkmadı, hemen her şantiyede yaşanan sorunlardır. En büyük sıkıntı taşeronlaştırma bunun önüne ise ortak bir araya gelerek çözebiliriz” dedi.

 

“Gücümüzü birleştirirsek başarabiliriz”

Direnişçi KHK mağduru Kenan Güngördü söz alarak, 3. Havalimanı direnişine dair yaptığı vurgunun ardından, 29 işçinin hala tutsak olduğunu dile getirdi. Güngördü, Özgür Karabulut için özgürlük isterken, Zeytinburnu Belediyesi’nde yaşadıklarını anlatarak, “Zeytinburnu Belediyesi’nde çalışan herkes Hak İş’e üye oldu ben olmadım, değerlerimi hiçe sayarak bunu yapamazdım” dedi. Güngördü, Ankara yürüyüşünü anlattıktan sonra çözümün birleşik güçle mücadele olduğunu dile getirdi.

“Ortak güç haline gelirsek üstesinden gelebiliriz” diyen Güngördü, “205 gündür  söylüyorum, bir suçum varsa ihraç edin diyorum ama yok, sadece muhalif olduğumuz için işimizden olduk” şeklinde sözlerini bitirdi.

Sinan Yerdelen kendi sürecini anlatarak, “İşe iadem kabul edilmeme rağmen işe başlayamıyorum” “Flormar bir onurdur, 3. Havalimanı bir onurdur, Yüksel bir Onurdur” diyerek, egemenlerin  korktuklarını sözlerine ekledi  ve Ankara yürüyüşleri sırasında onlarca polisin kendilerini takip ettiğini ve bunun açık bir korkunun ifadesi olduğunu sözlerine ekledi.

Yerdelen, İş yerinde baskı ve zorla Hak-İş’e üye olmak zorunda bırakıldığını ama yine de işimden atıldığını dile getirdi.

Forum verilen aranın ardından Alınteri adına Mürrivet Küçük sözü ile devam etti. “Sosyal yıkım saldırılar karşısında nasıl bir mücadele yürütülmelidir diyerek bir araya geldik. Kriz artık gündelik yaşamda hissedilen bir durum halini aldı. Şimdiye kadar AKP krizi yönetmek acısından artık belli bir planlama bile yapamıyor, dizginsiz bir devlet terörü ile bastırmaya çalışıyorlar. Kriz artık o kadar ağır bu süreçler ağır sonuçlar ile yaşanıyor.

Krizin yapısal olduğunu ve krizi yönetebilme kabiliyetinden çok uzaklar bunu görüyoruz” diyen Murrivet Küçük , “Bu denli derin bir krize karşı, biz Alınteri olarak grupsal çıkarların bir kenara bırakılarak samimi bir şekilde işçi sınıfının talepleri doğrultusunda ortak mücadele hattının oluşturulması gerektiğini hep söyledik. Ancak birlikte iş yapamama hali bize engel olmaya devam etmektedir” dedi.

3.Havalimanı direnişine sözü getiren Küçük,  3. Havalimanı direnişinin kendiliğinden çıkan bir direniş olduğunu ve bundan sonra da kendiliğinden direnişlerin çok daha fazla olacağını dile getirdi.

“Bundan sonra da bu direnişlere karşı tüm grupsal çıkarları bir kenara bırakarak hızlıca bir araya gelmeliyiz” diyen Küçük, “Kazanabiliriz”  duygusu yeniden kazanabileceği bir hat izlemek gerektiğini sözlerine ekledi.

 

“Yapmamız gereken faşizme karşı birleşik mücadeleyi örmektir”

Forumda, Yeni Dünya İçin Çağrı adına Çetin Deste söz alarak, krizin boyutuna dair görüşlerini ifade ederek, krizin esas sorumlusunun AKP’nin borçla ekonomi çarkını çevirmesi olduğunu belirterek, bir başka neden olarak ise diğer sermaye gruplarının finansmanı çekmesi olduğunu ekledi.  “Kapitalizm var olduğu sürece kriz var olacaktır” diyen Deste, kapitalizm bitmedi sürece bir krizin biterken, diğer krizin başlayacağını dile getirdi.

Türkiye’de faşizmin sürekli olduğunu ancak bazı dönemlerde faşizmin uygulama tonunun farklı olduğunu ve Türkiye’de burjuva demokrasinin uygulanmadığını belirten Deste,  “Bu durumu analiz ettikten sonra acil görevi yerine getirmektir” diyerek faşizme karşı mücadele ile iktidara karşı mücadele etmeyi karıştırmamak gerektiğini dile getirerek, “Yapmamız gereken faşizme karşı birleşik mücadeleyi örmektir” dedi.

Deste, “Devrimci yurtsever kesimlerin asgari müşterekte buluşması gerektiğini belirterek, “Adına ne dersek diyelim birlikte mücadeleyi büyütmememiz gerekiyor.  Koşullar el verdiği şekilde bir araya gelebilir, faşizme karşı forum gibi örnekleri geliştirilebilir. Güçleri bir araya getirmeliyiz. Durumumuz kolay değil işçi sınıfı örgütlü değil örgütlenemediğimiz sürece de  faşizme karşı ilerleyemeyiz” dedi.

 

“Saldırılara karşı mücadeleyi diri tutmak gerekiyor”

Etkinlikte söz alan HDP Amed milletvekilli Semra Güzel,  T. Kürdistanı’da yaşananları özetleyerek, kendisinin de bir KHK mağduru olduğunu dile getirerek,

“Durumuza üzülemedik bile çünkü ortalık savaş alanıydı.” Güzel,  Ne yapmalı? sorusunun çok anlamlı olduğunu belirterek, tüm farklılıkların mücadele ile bir araya getirmenin elzem olduğunu dile getirerek, ”Bir hafıza yok edilmek isteniyor, nasıl ki 84 kitabında anlattığı gibi. Tek tipleştirme politikasına, asimilasyon politikalarına ve bunlara karşı mücadelede hafızayı diri tutmak gerekiyor” dedi.

Güzel,  “Burada sivil itaatsizlik eylemlerini tartışmak gerekiyor” diyerek, burada bulunan işçilerin Ne  yapmalı?sorusuna direnerek başladıklarını vurgulayarak, sokağın  mücadele alanı olması  gerektiğinin altını çizdi.

“Birlikte mücadele ederken bulunduğumuz yerlerde, evde, işyerlerimizde ortak mücadele alanları yaratmak gerekiyor. Verilen demokrasi mücadelesiyle faşizme karşı mücadeleyi birleştirmek gerekiyor” şeklinde sözlerini dile getiren Güzel, OHAL ile birlikte 140 bin kişinin KHK mağduru olduğunu ve bu insanların ciddi travma yaşadıklarını vurgulayarak, buna karşı bireylerin içindeki korku iklimini atıp kazanma duygusunu yerleştirmek gerektiğini sözlerine ekledi.

 

“Birlikte mücadele etmek dışında bir seçenek yok”

Partizan adına konuşan Rahime Karvar sözlerine,  “Kitle ile bütünleşmeyen organizasyonların sonuç üretmediğini görüyoruz. Karşılıklı tartışmaları zenginleştirmek isteriz. Krizler yara bandı ile sarılmaya çalışılsa da, Arjantin suların hiç durulmadığı ve halkın canından bezdiğini görüyoruz. İkinci ülke ise Türkiye. Sarılan yara bantları sıcak para ile giderilmeye çalışıldı” şeklinde başladı.

Dünya üzerinde, 2008’den bu yana emperyalist kapitalist dengelerin bir türlü oturtulamadığını dile getiren Karvar, dünyanın birçok yerinde savaşların devam ettiğini de sözlerine ekledi. Karvar, Türkiye’de sıcak paranın geri çekilmesi ile karşı karşıya kaldıklarını ve çözüm olarak 100 günlük eylem planı ve ardından YEP ile sunmak istediklerini dile getirdi.

Karvar, ancak egemenlerin krizi emekçilerin sırtına yüklemek dışında kendilerini kurtaracak bir gelişme kaydedemediklerini dile getirdi ve nafaka ile kıdem tazminatı gibi çok daha ciddi saldırı dalgalarının devreye girdiğini ancak bunun yeni bir durum olmadığını sözlerine ekledi.

Karvar, Ortadoğu’daki gelişmelere değinerek, Ortadoğu’da gelişen devrimin devrimci özneler üzerinde olumlu etkiler bıraktığı, Gezi İsyanının yine Kobane sürecinin devrim dinamiklerine dair ciddi veriler sunduğunu dile getirdi.

Karvar, “Bizler bunu bu iki isyanla şu gördük, devrim yapmak istiyorsak bu dinamiği, bu ateşten gömleği giymek zorunda olduğumuzu yeniden görmüş olduk.  Ne yapmalı sorusunun ardında Nereden başlamalı? sorusuyla devam etmemiz gerekiyor. Çünkü devlet saldırıları ile mücadeleyi, hak sahibi olmayı unutturmaya çalışıyor” dedi.

Karvar, birlikte mücadele etmek dışında bir seçenek olmadığını vurgulayarak varolan platformları değerlendirmenin de önemli olduğunu sözlerine ekledi.

 

“Verilen mücadeleleri deneyimleri olarak belleğimizde durmaktadır”

Forumda son olarak Sosyalist Meclisler Federasyonu’ndan Tahir Demirtaş bir konuşma yaptı.

Yaşanan krize dair görüşlerini ifade eden Demirtaş, bu coğrafyada yaşananların dünyada yaşananlardan bağımsız ele alınamayacağını belirterek, devletin ezilen kesimlere baskı ve saldırıları devreye soktuğunu dile getirdi.

“Sermayenin kendini var olması için emekçileri baskı zor ile tahakküm etmek istemektedir, ancak eşyanın tabiatı gereği karşısında bir direniş bir mücadele bulacaktır.  Devletin genel normlarını dikkate ele almadan krizi tartışamayız. Elbette egemenler çıkmaz içerisinde,  AKP de çıkmaz içerisinde” diyen Demirtaş,  kurulan platformların bir kaçı dışında iki yıl sürdürülebilmesinin dikkat edilmesi gereken bir şey olduğunu dile getirdi.

“Ne yapmalı, Neler yapmalı sorusuyla alakalı, bir gerçeği adıyla çağırmak bizi karamsarlığa itmemeli, verilen mücadeleleri deneyimleri olarak belleğimizde durmaktadır. Bunlar bize veri sunmaktadır, direnişler bize nasıl bir mücadele etmek gerektiğin göstermektedir. Ezilenlerin dinamiklerini açığa çıkarmakla mümkündür. Mücadele edenlerin ilk elden halk kitlelerin dinamiklerini harekete geçirmektir.”

Yoğun ilginin olduğu forum soru cevap kısmıyla devam etti.

Soru-cevap bölümüne yoğun ilgi dikkat çekerken, 3. havalimanı işçileri tekrar söz alarak burada yaşanana iş cinayetlerinin altını çizdi ve bu noktada yaşanan dezanformasyonun üzeride durdu. Serbest kürsü bölümünde, söz alan konuşmacılar gerek kriz gerekse de birleşik mücadelenin önemi üzerinde durdu. Genel eğilim bu vb. birlikte iş yapma pratiklerinin artırılması gerektiği ancak aynı zamanda sokağa daha fazla yönelmek ve zorlamak gerektiği oldu.

Bu bölümde, rejim krizinin yaşanıp yaşanmadığı, yerel seçimlerde HDP’nin tutumu ve ne tür politikalara yoğunlaşmayı düşündüğü, faşizme karşı birleşik cephe başlıklarında kurumlara sorular soruldu. Bu bölüm kurumların verdiği yanıtlarla sona erdi.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu