Manşet

Buraya “avlanmaya” geldikleri çok açıktı!

Cizîrê: Cizîrê’de Şırnak Valiliği tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından 3 ayrı mahalleyi abluka altına almak isteyen özel hareket timleri ile Cizreli gençler arasında günlerce silahlı çatışmalar devam etti. Cizîrê sokaklarında göletçik oluşturacak kadar çukurlar açan ağır havan topları ve en az iki duvarı delip geçecek güçte mermiler kullanıldığını gördük. Günlerce devletin tanklarına ve toplarına karşı direnen Cizîrê halkı devletin kolluk güçlerine hem maddi hem de manevi ciddi zarara uğrattı.

Cizîrê’de yaptığımız sohbetlerde yaşanan katliamın saklandığını ifade eden mahalle halkı, çatışmalarda 14 ayrı zırhlı aracının imha edildiğini söylüyor. Aynı zamanda çok sayıda askerin ve polisin öldüğünü ifade eden mahalle sakinleri sayının kamuoyu ile paylaşılmadığına dikkatleri çekiyor.

 

 “Cizîrê halkını imha etmeyi başaramadılar”

Sokaklarda dolaşırken Cizîrê’de esnaflık yapan Halil Suliçi’ne sokağa çıkma yasağının sürdüğü on gün boyunca neler yaşadıklarını ve nasıl değerlendirdiklerini sorduk. Günlerce susuz kaldıklarını ve trafolar imha edildiği için buzdolaplarında olan yiyeceklerinin de bozulduğunu vurgulayan Suliçi devletin Cizîrê halkını imha etmeye çalıştığını ancak başaramadığının altını çizdi.

Var güçleriyle öldürmek için saldırdıklarını dile getiren Suliçi, devletin saldırılarını şu şekilde yorumladı: “Eğer devletin, Cizîrê halkını yok etmek gibi bir çabası olmasaydı bölgeye beş bin özel hareket sevk etmezdi. Buraya ‘avlanmaya’ geldikleri çok açıktı. Biz ilk defa yaşamıyoruz devlet saldırılarını. Şu anda burada yapılan katliam kamuoyunda büyük yankı uyandırdıysa bunun tek sebebi HDP’dir. Önceden yaşadığımız saldırıları mecliste gündemleştirecek bir partimiz yoktu, yani medya bizden uzaktı, biz de medyadan. Biz bütün haklarımızı şehitlerimizin izinden giderek kazandık. Ölsek de topraklarımızı terk etmedik. Tıpkı şimdi Cizîrê’de olduğu gibi. Biz barış istedik; devlet savaş, savaş diye dolaştı ortalıkta.

Hiç yaşadığınız bir katliamın on gün daha sürmesini istediniz mi? Biz istedik, istedik ki on gün daha sürsün ve herkes bizim ne çektiğimizi görsün, anlasın.

“Cizîrê’nin altından girip üstünden çıkacaklarını sandılar”

HDP ilçe örgütünün kapısı zırhlı araçlarla yıkılmış ve dışında onlarca mermi izleri yer alıyordu. HDP binasına doğru ilerlediğimizde ise HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’lakarşılaştık ve bir kez de ondan dinledik Cizîrê’de yaşananları.

10 gün boyunca hiçbir dönem de yaşanmadığı kadar büyük bir saldırının yaşandığını söyleyen Sarıyıldız, yapılan operasyonun yüzlerce polis ve zırhlı araç eşliğinde yapıldığına dikkat çekti. Cizîrê halkının sağlam durarak tüm saldırıları geri püskürttüğüne değinen Sarıyıldız şunları söyledi: “Cizîrê’nin altından girip üstünden çıkacaklarını sandılar. Cizîrê halkı belki şu an yaralı ancak en kısa zamanda yaralarını saracak ve eskisinden daha güçlü olacaktır. Katliam politikaları artık sonuç vermiyor. İki gün boyunca 12 yaşındaki bir kız çocuğunun cenazesi buzdolabında tutuldu. İşte o tablo Cizîrê’deki vahşetin tablosuydu. Tüm bu yaşananlara rağmen Cizîrê halkı hala onurlu bir barış talep ediyor ve dimdik ayakta duruyor.”

“Ermenilerin yapamadığını yapıyorlar ve katliamlara karşı direniyorlar”

Cizîrê’deki katliamları engellemek için HDP’nin oluşturduğu heyetle Cizîrê’ye gelen HDP’nin Ermeni milletvekili Garo Paylan, Cizîrê halkının direnişini selamlayarak değerlendirdi.

Kendisinin Ermeni olduğunu ve yüz yıl önce halkının direnemediği için kırıma uğradığını vurgulayan Paylan, “Ermenilerin yapamadığını yapıyorlar ve katliamlara karşı direniyorlar. Cizîrê’de ki halkın direnişi inanılmaz. Bu gün Cizîrê halkı tarihi bir direniş sergiliyor ve bu halkın karşısında kimsenin duramayacağını gösteriyorlar” dedi.

“Bu hukuksuzluğun peşini bırakmayacağız”

Yaklaşık üç yüz avukatla, abluka altına alınan Cizîrê’de uygulanan hukuksuzluğa müdahale etmek için Cizîrê’ye gelen Mezopotamya Hukukçular Derneği Eşgenel başkanı Av. Abdul Güler ise, “Daha yoldayken geçişimizin engellenmesinden ve bize uygulanan hukuksuz müdahalelerden anlamıştık buradaki tabloyu” dedi.

Beklentilerinin daha çok üzerinde vahim bir tabloyla karşılaştıklarını dile getiren Güler, “Avukat arkadaşlarımızla mahallelere yöneldiğimizde burada çatışma olmadığını, daha çok büyük katliamlar hedefleyen saldırılar olduğunu gördük. İnsanların sağlık, yiyecek, içecek gibi temel ihtiyaç haklarının gasp edildiğini gördük. Cenazelerini sokak ortasından dahi günlerce alamadıkları ve defnedemedikleri için cenazelerinin koktuğunu gördük. Burada ölüm kalım savaşı vermiş Cizîrê halkı. Bizler bu hukuksuzluğun peşini avukatlar olarak bırakmayacağız ve Cizîrê halkının yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

 

“Burada gerilla da olsa meşru müdafaa çizgisi vardır”

Cizîrê’deki yasağın kaldırılması için ulaşım haklarının engellenmesine rağmen Cizîrê’ye gelen Av. Tamer Doğan’a Cizîrê’deki tahribata dair gözlemlerini sorduğumuzda, “Burada, kaldı ki havuz medyasını takip etmediğimiz halde bile bize yansıyanların çok çok üstünde bir katliam girişiminde bulunulduğunu gördük” dedi.

Sivil ölüm vurgusunun çok yapıldığını bildiren Doğan bu vurgunun yanlış ve liberal olduğunu söyleyerek şunlara dikkat çekti: “Top yekûn bir katliam girişimi var burada. Doğalında gerilla da olsa meşru müdafaa çizgisi vardır

Halktan çok çarpıcı şeyler öğrendiklerini vurgulayan Doğan bunlardan bir tanesinin onlarca kişiden dinleyerek kesinleştirdikleri Arapça konuşan ne olduğu belli olmayan bir birim olduğunu söyledi. Bu birimin Arapça konuştuğunu söyleyen Doğan şunları söyledi: “Bu onların DAİŞ üyesi olup olmadığını belgelemez ancak en azından DAİŞ’le omuz omuza çalışmış olabilir bu özel birim. Onun dışında klimaların direk hedef alındığını gördük, gençlerin anlatımına göre havaya kova atıyorlarmış denemek için ve kova daha havadayken delik deşik ediliyormuş. Yani kafanızı dışarı uzattığınız anda keskin nişancılar tarafından katlediliyorsunuz. Tepede belediyeye ait bir kültür merkezi var ve oradan ateş açmış keskin nişancılar. Kullandıkları mermiler yaklaşık üç duvarı delecek kadar güçlü mermiler.

 

Dışarı çıkma yasağı var diyerek dışarıya çıkanı vuruyor ancak burada onlarca kişinin yaşadığı evlerde hedef alınarak vurulmuş. Burada bulunduğumuz sürece şunu çok iyi anladık, devlet burada yapacağı büyük katliamla büyük bir soykırımın önünü açmaya çalışmış. Yani mesaj çok net, ‘Cizîrê’yi ezersek Kürdistan’ı ezer geçeriz’ demek istiyorlar. Ancak Cizîrê bunu yapamayacaklarının mesajını çok net ve temiz vermiş…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu