R.T. Erdoğan/saray iktidarı Efrîn’e yönelik saldırılarla, milliyetçi histeriyi büyütmeyi, “teröre karşı” savaş üzerinden Kürt düşmanlığı temelinde bir ulusal birlik sağlamayı ve böylece de tabanını sağlamlaştırıp genişleterek seçimlere gitmeyi hedefliyor.
Türk devletinin Efrîn’e yönelik işgal girişimi iç politikanın ana gündemlerinden biri olmayı sürdürüyor. Efrîn’e yönelik saldırıları milliyetçi-muhafazakar ittifakın temel gıdası haline getiren AKP-MHP, iç politikada hamlelerini savaşın sonuçları üzerinden dizayn etmeyi planlıyor. R.T. Erdoğan/saray iktidarı Efrîn’e yönelik saldırılarla, milliyetçi histeriyi büyütmeyi, “teröre karşı” savaş üzerinden Kürt düşmanlığı temelinde bir ulusal birlik sağlamayı ve böylece de tabanını sağlamlaştırıp genişleterek seçimlere gitmeyi hedefliyor.
Kamuoyuna yansıyan bilgilerde AKP iktidarının sürece dair yaklaşımının böyle olduğunu gösterir nitelikte. R.T. Erdoğan’ın, Efrîn’e yönelik işgal savaşı üzerinden oluşturulan milliyetçi-şoven havayı sandığa yansıtmak için 2019’da yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin erkene alınmasının partinin lehine olup olmayacağının araştırılmasını istemesi de bunun bir göstergesi.
Yasama, yürütme ve yargıda ulaştığı kadrolaşmaya ve güce, sürdürülen OHAL’e, devrimci, ilerici ve yurtsever güçlere dönük baskıya ve MHP ile kurulan “Cumhur ittifakı”na rağmen, AKP iktidarını seçim korkusu sarmış durumda.
R.T.Erdoğan’ın 2019’da yapılması gereken seçimlerin erkene alınmasına yönelik çabası da bu kaygının bir sonucu olsa gerek. Hürriyet’ten Nuray Babacan’ın geçtiği göre, R.T. Erdoğan, AKP kurmayıyla bir araya gelerek bu konuyu görüştü.
Ele alınan başlıklardan biri, parti kongresinin sonbahar beklenmeden yapılması olurken, diğer başlık erken seçim gündemi oldu. Haberde, bazı AKP’li yöneticilerin, erken seçimin doğru bir tercih olmayacağına dair fikir belirttiği en azından erken seçim için bir kamuoyu yoklamasının yapılmasının doğru olacağını ilettiği ifade ediliyor.
Erken seçim isteyenler, ekonomideki durağan yapının, Efrîn’e yönelik saldırılarla oluşturulan milliyetçi havanın, AB’yle ilişkilerin geliştirilmesine yönelik sürecin avantaj olabileceği, bunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Erken seçime karşı çıkanlar ise, Efrîn işgal harekatında yaşanacak olumsuz gelişmelerin, erken seçim sürecinde beklenenin aksine dezavantaja dönüşebileceğini, seçimlerin normal zamanda yapılmasının daha doğru olacağını savunuyor.
Söz konusu tartışmalar üzerinden R.T. Erdoğan’ın, rutin olarak yaptıkları araştırmalara ilave olarak erken seçimin lehlerine olup olmayacağının araştırılmasını istediği kaydedildi.
AKP’yi Efrîn’de kurtaramadı!
AKP iktidarının “vatan, millet- Sakarya” edebiyatı, ırkçı, milliyetçi-şovenist propaganda ile tabanını konsolide etme ve tüm düzen partilerini yedekleme en azından eleştirileri nötralize etme konsepti belli bir sınıra dayanmış görünüyor. MHP ile kurduğu cumhur ittifakı ile istediği oyu alamayan AKP iktidarı, seçimlerde ne yapması gerektiğini kara kara düşünüyor. 2015 yılından bu yana yaşama geçirdiği, işçi, emekçi ve Kürt düşmanı politikalarla geniş yığınlardan giderek uzaklaşan ve tepki çeken AKP iktidarı OHAL birlikte bu baskılarını derinleştirdi.
Gelinen aşamada OHAL altında, gözaltı, tutuklama ve hapishanelerle yaratılan korku iklimi üzerinden ayakta kalabilen bir yapı yaratılmış oldu. Efrîn’e yönelik işgal harekâtıyla yoğun ideolojik manipülasyonla bu duruma bir nebze can suyu olsa da 2019 hedefleri için bu da yeterli görünmüyor.
Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan’ı bugün kaleme aldığı yazıda bu gerçeğe işaret ediyor. Takan, MHP ile kurulan koalisyona rağmen yaptırdığı anketlerden istediği sonuçları alamayan “erken seçim” hazırlığındaki R.T. Erdoğan’ın, Kürt oylarına nasıl muhtaç olduğunu yazdı.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski danışmanlarından olan Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, gazetedeki köşesinde “Koalisyonun bekası için önlem paketleri…” başlıklı yazısında Takan, ele aldığı ABD-Türkiye ilişkileri üzerinden Efrîn operasyonunun yanı sıra “erken seçim” hazırlığı içerisindeki AKP’nin, MHP ile kurduğu seçim koalisyonuna rağmen istediği sonuca ulaşamadığını yazdı.
Takan, bugüne kadar “2019’dan önce kesinlikle yapılmayacağı” yönünde yapılan açıklamalara rağmen, son günlerde medyada yetkili kurullarda istişare edildiği yönünde servis edilen “erken seçim”in, AKP’nin zaten hep gündeminde olduğunu belirtti.
Bu yönde yapılan hazırlıklardan biri olarak AKP olağan kongresinin sonbahardan yaz aylarının başına çekilmesine işaret eden Takan, bir diğer adım olarak ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun dün yaptığı ‘Afrin harekatı Mayıs ayına kadar biter. Irak’ta da PKK’ya sınır ötesi operasyon olacak, Irak yönetimi ile birlikte yapacağız’ açıklamasına dikkat çekti:
“Her şey, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile sarayda 3 buçuk saat süren ve kayıtları tutulmayan o görüşmenin ardından gerçekleşiyor. ABD, istediği zamanı kazandı. Daha önce de bu köşeden ifade etmiştim. ABD, Mayıs ayında Irak’ta yapılacak seçimlerde Abadi’nin kazanmasına yatırım yapıyor diye. ABD’nin gözettiği bir husus daha var; önümüzdeki hafta sonu Rusya’da yapılacak başkanlık seçimleri.
Bu 2 seçime çok dikkat ediyor ABD ve uluslararası bağlamda tüm stratejilerini buna göre ayarlıyor. Yoksa o Tillerson görüşmesinden sonra bahsedilen 2 ülke arasında kurulan mekanizmalarda bir nane olduğu yok!.. ABD, sadece Türkiye’yi dinliyormuş gibi yapıyor ve zaman kazanmaya devam ediyor. Nisan ayında ABD’de açıklanacak Zarrab’dan dönme ‘Atilla’ davası kararı yüzünden de sıkışmış AKP iktidarı ABD’nin tüm taleplerine boyun eğiyor. Şekil A’da (Çavuşoğlu’nun açıklaması) görüldüğü gibi. Yoksa, bugüne kadar Genelkurmay karargahında hangi kaynağa sorsam, Afrin operasyonunun Ağustos ayından önce bitemeyeceğini söylüyordu!..”
Kürt oyları için paket üstüne paket
Takan, işaret fişeklerinin atıldığı erken seçim konusunda Tayyip Erdoğan’ın yaptırdığı anketlerden ise istediği sonuçları alamadığını da yazdı:
“AKP’nin oyu yüzde 40, Erdoğan’ın oyu yüzde 45 civarına takılıp kaldı. MHP ile hâlâ 50 artı 1 bulunamıyor” diyen Takan, bu nedenle “önlem paketleri”nin devreye sokulmasının planlandığını kaydetti. Buna göre, Erdoğan 2 paket hazırlattı. Üzerlerinde son çalışmalar yapılan bu paketler ise Erdoğan’ın vereceği talimat doğrultusunda hayata geçirilecek.”
Takan’ın yazdığına göre, AKP seçim hazırlığı kapsamında söz konusu paketlerle Kürt oylarıyla arasında açılan makası kapatmayı hedefliyor:
“Paketlerin hazırlanmasının başat sebebi ise MHP ile yapılan ittifak sonucunda istenilen oy oranının tutturulamamasından dolayı Kürt oylarına duyulan ihtiyaç. HDP’li yetkililerin şahin kanadını dışarıda bırakıp, içerideki ılımlı kanat ve onların bölgedeki uzantısı başta olmak üzere görüşerek ‘açılım süreci’ başlatılacak.
Bu ‘açılım süreci’ içine bölgenin muhafazakâr kanaat önderleri de katılacak. Bir Habur ya da Dolmabahçe değil, çalıştaylar düzeyinde, sivil toplum kuruluşları da devreye girecek, AKP, sessiz sedasız, ancak kamuoyunda sıkıntı yaratmayacak batı oylarını da rahatsız etmeyecek bir ‘çözüm süreci’ başlatacak.
Bunun için alt yapı çalışmaları hazırlandı. Erdoğan’ın talimatını bekliyor. Amaç bölgedeki ve diğer büyükşehirlerdeki Kürt oylarını yukarıya çekmek.
İkinci paket ise, iş çevrelerine vergi düzenlemeleri başta olmak üzere teşvik içeren bir “ekonomi paketi”. İşçi ve memurlara seyyanen zam yapılmasını da içeren bu paket ile AKP’nin özellikle ekonomik kriz durumunu ortadan kaldırmayı amaçladığını vurgulayan Takan, böylelikle Efrîn operasyonuna dair tartışmalardan da kamuoyunun uzak tutulmasının amaçlandığının altını çizdi.
Erken seçim olacak mı?
Takan, erken seçimin tarihi için ise şunları kaleme aldı:
“Peki erken seçim ne zaman olur?.. Saraydaki ağırlıklı hava; 29 Ekim’de İstanbul’da açılacak yeni havalimanında yapılacak büyük gövde gösterisinin ardından 4 Kasım 2018 tarihi… Ancak, 15 Temmuz 2018 de hâlâ ciddi bir seçenek… Her şey algı operasyonlarının vereceği anket sonuçlarına bağlı!..”
Anlaşılan o ki AKP iktidarı, kendisi için en önemli viraj konumundaki başkanlık seçimleri için en uygun zamanı kolluyor. Bu süre içinde yaşama geçireceği politikalarla da içerde uygun bir atmosfer yaratmaya çalışıyor. Ne var ki işçi sınıfı ve emekçi yığınlar da AKP iktidarına karşı biriken öfke, ekonomik kriz, Kürt ulusal sorununda yaşama geçirilen ırkçı-milliyetçi politikalarla işleri hiçte kolay görünmüyor. Hele de Efrîn’de tüm üstünlüğüne karşın geçen süreye karşın istediğini alamaması da hesaba katılırsa durumun daha da zorlaşacağını söylemek zor değil.
Efrîn’de gelişen direniş karşısında her gün biraz daha zorlanan ve büyük kayıplar alan iktidarın, daha büyük kayıplarla karşı karşıya kaldığında Efrîn işgal harekâtının ayağına dolanması, geniş emekçi yığınlara, demokrasi güçlerine moral aşılayan güç veren bir sembole dönüşmesi korkusu da işin cabası!
