Manşet

Roboski’den söyleşiler…

Amed: Roboski katliamının birinci yıldönümünde binler katliamın yaşandığı yerdeydi. Çevre ilçelerden illerden gelenlerin yanı sıra İstanbul’dan Ankara’ya, İzmir’den Mersin’e ülkenin dört bir yanından gelenler vardı.

Yalnızca Kürtler de değildi gelenler. Düzenin baskı ve asimilasyonuna maruz kalmış tüm kesimler Roboski’deydi: Ermeniler, Süryaniler, Araplar, Lazlar… Roboski bu yanıyla zulme uğrayanların birleştiği bir acı oldu.

Benzer bir katliamın bir daha yaşanmaması için mücadele ettiği, gücünü birleştirdiği bir acı.

Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak Roboski’nin yıldönümünde hem buraya gelenlerle hem de burada yaşayanlarla Roboski üzerine birer söyleşi gerçekleştirdik.

“Tazminatı alın diye baskı yapıyorlar”

Özgür Gelecek: Kendinizi biraz tanıtabilir misiniz?

İlhan TOSUN: Ben Mehmet Ali’nin kardeşiyim. Bombalarla katledilenlerden biri benim abim.

Özgür Gelecek: Peki ne işle uğraşıyorsunuz, geçiminizi ne ile sağlıyorsunuz?

İlhan TOSUN: Okumuyorum, ortaokul terk. Sınır ticaretiyle uğraşıyoruz. Akrabalar arası ticaret yapıyoruz. Bize başka imkân sağlamıyorlar. Bize silah vermek istiyorlar, koruculuk yapın diyorlar. Bunu asla kabul etmeyeceğiz.

Özgür Gelecek: AKP hükümeti sizlere baskı yapıyor mu?

İlhan TOSUN: Baskı oluyor. Babam Zeki Tosun, Felek ENCÜ baskı altındadır. Diğer aileleri arayıp “onların yanına gitmeyin” diye tehdit ediyorlar. “Tazminatı alın” diye baskı uyguluyorlar.

Özgür Gelecek: Bir yıl geçti katliamın üzerinden, hala devletin baskıları da devam ediyor. Neler yaşadınız?

İlhan TOSUN: Psikolojik olarak çok rahatsızız. Devlet bize terörist diyor. Biz terörist değiliz. Kürt olduğumuz için reva görülüyor bunlar. Ama baş eğmeyeceğiz. Bizi figüran terörist diye adlandırıyor. Hava Kuvvetleri Komutanına madalya verdiler. Bu bizi çok kötü etkiledi. Ben, annemin gizli gizli ağladığını görüyorum. Kaçağa kim gidecek? Tabii diğer oğlu gidecek. Diğer oğlum ölecek diye korkuyor. Roboskili gençler sürekli toplu halde fotoğraflar çektiriyorlar. Belki bizi öldürürler. Bizi bir daha katledecekler diye. Ancak davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Başbakana söylüyorum; biz direneceğiz, direniyoruz.

Özgür Gelecek: Bugün bir anma gerçekleştirildi. Neler yaşandı, bu kadar insanın gelmesiyle nasıl hissediyorsun kendini?

İlhan TOSUN: Bizi o kadar mutlu ettiler ki, yalnız olmadığımızı anladık. Özellikle serginin açılması bizi çok mutlu etti. 5-6 arası meşaleli yürüyüş oldu. Sonra ismi okunanlar, yani katledilen insanların rolündekiler kendilerini yere attılar.  Şehit anaları gelip onları yerden kaldırdı. Acımız her zaman taze. Failler bulunsun istiyoruz. Bugün bizi yalnız bırakmayanlara çok teşekkür ediyoruz.

Özgür Gelecek: Söyleyeceğin son bir şey var mı?

İlhan TOSUN: Var. Türk halkına sesleniyorum; binlerce yıldır kardeşçe yaşamaya çalışıyoruz. Türk halkı bize haksızlık yaptığını anlasın. Barış içinde yaşayalım, katliamcı zihniyetten birlikte kurtulalım. Askeri araç devrildiğinde bir kardeşimiz gibi yardımına koştuk, onların. Devletten hep birlikte hesap soralım. Ayrıca Kürt halkı arkamızda olduğu sürece kimseden korkmadık, korkmayacağız. Katliamın yıl dönümünde tüm insanlığın başı sağ olsun.

“Böyle bir sistemde yaşadığıma utanıyorum”

Özgür Gelecek: Bir yıldır, üstü örtülmek istenen bir katliam var ve AKP hükümeti elinden geldiğince bu katliamın gündeme girmesini istemiyor, siz neler düşünüyorsunuz ?

Hasan: Recep T.E 38 üzerine CHP’ye yükleniyor ama, hala meclis kayıtlarını açmıyor. Orada bir tek parti dönemi katliamını teyid ederken, burada olan katliamı “Hüseyin Çelik” bazında bile bastırıyor.

Özgür Gelecek: Peki buradaki yaşam koşullarını nasıl buldunuz?

Hasan: Buradaki yaşam zorluklarını görüyorum, tarım ve hayvancılığın çok zor olduğu coğrafya. 2 bidon mazot için insanların yaşamına kast etmek insanlık dışı bir duygudur.

Özgür Gelecek: Son olarak şu anda neler hissediyorsunuz?

Hasan: Lanet okuyorum. Geçmişte duyduğumuz katliamları hep okuduk ama burada bire bir yaşayanları görünce, böyle bir sistemde yaşadığıma utanıyorum.

Özgür Gelecek: Bu gün katliamın yıl dönümü. Sizler Diyarbakır’dan kalkıp geldiniz, neler düşünüyorsunuz, şu anda hissettikleriniz nedir?

Hatice DAĞYİĞİT: Roboski’ye, televizyonlardan gördüğüm görüntüler ve acı için gelmiştim. Ben de bir anneyim, 2 çocuğum var. Bugünkü anaların acılarını özellikle, iki çocuğunu kaybeden ananın acısını derinden yaşadım.

Sözün bitti an bu olsa gerek. Analarla göz göze, ben onların gözlerinin içine baktım onlar benim gözümün içine bakarken benim duygularımla onların duyguları lâldı.

Bir süre sonra gözyaşlarımız başlamıştı. Bu arada eski dostlarımızı (20 yıl) arkadaşlarımızı gördük. 20 yıl önceki dostluklar, 20 yıllık paylaşımlar aynen devam ediyor. Çünkü ortak noktamız Roboski’ydi. Eski günleri yad ettik, yeni acılarımızı, sevinçlerimizi paylaştık. Değişmeyen tek şey 30-35 yıldır süren kirli savaşın getirdikleriydi.

Özgür Gelecek: Çok teşekkür ederiz.

Pirsîya AKP’ê ev e!

Özgür gelecek: Ser salvegera komkujiya Roboskê tû hatî vêdera. Saleke ev komkujî zelel nebu. Tu ser salvegara komkujîye çi difikirî.

Mehmet ATLIHAN: li hember gel kirîye rêvî dîyarın, gelême û dostê gelê m ezanîn ku kiryar AKP û hêzên bandora wi dane. Serokwezîr derdikeve dibêje, haya me ji wi buyerê tûneye. Ev ne raste. Em dixwazin bipirsin haya te ji buyerekî  ku komkujî tê bınavkirin? 34 çar merivên me tê kuştin haya te ji viya tûneye. Gelo tû çi karî dikî. Ê ku hinek wicdan pira hebe ewê hinek şerm bike û vê rû reşîya xwe bi avayeke lezgîn lê holê rake. Rakirina vê rû reşîyê jî ji serî heta binî temamin pirsîyarên derkevin û werin darizandin. Daxwazê me ser navê KESK’ê û sazîyên sivîl eve. Em vê komkujîyê şermezar dikin.

Özgür Gelecek: Salek derbas bu li ser vê komkujîyê û li gund çi pirsgirêk tên ber we, ji alîyê AKP û Qereqolê.

Ömer ENCÜ:Pirsîya AKP’ê ev e! Şina 34 çar fidanên me, canê me şina wan me bikin koricî. Ma ew bizane kî ev xelet e. Em xwîna birayê xwe venaxûn. Dewleta Tirk her dem me tehdît dikir. Digot “tezmînatê bigrin” kû em xwîna birayê xwe bixwin. Ew me 34 çar a bikûjin, em 34 milyon hene. Em ti carî, em wan ji bîrnakin. Bila serokwezir bizane kî ev hesap ev ê jê bê sitendin.

Mazlum ENCÜ: AKP hetanekê çi tişt ji mera nehîşt. Me pirs jêra got “Ev kêk irîye” yan bêje min kirîye, yan bêje kêk irîye. Em ji zanin hûkumeta AKP’ê kirîye.

Özgür Gelecek: Hun berîya hevalên xwe dikin?

Ömer ENCÜ: Belê. Ev seha goga piyan de her roj dilîstîn. Ew çun, me ne kar kir, ne goga piyan list. Her hefte em diçin ser gora wan. Û em dibêjin wek îro buye. Birîna

Özgür gelecek: Ser salvegera komkujîya Roboskê tû çi difikirî û vê komkujîyê nahêlin bînin zelal kirin?

Remzi YOKUŞ: Yani ez her viha bêjim ez li bajarek mezin jiyana xwe berdewam dikir. Lê min ev rêvîtîya Rokoskê de careke din dît. Kû dewleta Tirk li Kurdîstanê tenê artêş ava kirîye. Wekî  din, bi tev şanê xwe li Kurdistanê xwe ava nekirîye. Carek din dît kû em li welatê xwe li bindestîyêde dijîn. Tû mafên mirov li vir bi kiyîmet nebû. Min wextek li cem dayîkek rûnişt, hişi min bê çareser ma. Fikrê min nehat zimên û min vîya fam kir. Kû ê dibijê ez mirovim, bila baş bifikire li ser ev pirsgirika kurt, bi çi havayî kane bila xebatê xwe zidetir bikin.

Özgür gelecek: Dewleta Tirk bi zûmlu, zordarîye vê komkujîye xwedî derdikeve. Tû ji Kurdan re çi dibêji?

Remzi YOKUŞ: Ev komkujîda dewleta Tirk bi hemû sazên xwe mina celladan xwe diperêzin rastîyan. Hemû cîhan dibîne ev bi nita xwe xirap û bi çarî xwe mine çivîka heştêr xwe veşêr dide. Li bila bizanibin êdi hemû Kurt bi lîstikvanîyên wan ji wan nas dike.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu