Güncel

İstanbul Tabip Odası’ndan acil önlem çağrısı: Sağlıkçılar tükenirse, toplumu koruyamazsınız

Hekimler, yaptıkları açıkalmada, "Uyarıyı bir kez daha tekrarlıyoruz; hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız toplumu hiç koruyamazsınız" dedi.

İstanbul Tabip Odası, pandeminde yaşanan sorunlarla ilgili oda binasında, “Covid-19 pandemisi bütün ağırlığıyla devam ediyor. Hekimler ve sağlık çalışanlarının enerjisi ve sabrı tükeniyor” şiarıyla basın toplantısı düzenledi.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip’in de katıldığı basın toplantısında söz alan Prof. Osman Küçükosmanoğlu, Haziran ayındaki kontrolsüz açılma ve tedbirlerin genişletilmesiyle birlikte vaka artışının yaşandığına dikkat çekti.

İlk pik dalgasında vakaların daha çok İstanbul’da olduğunu söyleyen Küçükosmanoğlu, şimdi tüm ülkeye yayıldığının altını çizdi. Küçükosmanoğlu, sağlık emekçilerinin yaşadığı sıkıntılarını dile getirmek üzere ülke genelinde tabip odalarının basın toplantısı düzenleyeceklerini kaydetti.

Basın metnini okuyan Prof. Dr. Rukiye Eser, sağlık hizmetleri dönemindeki performans baskısı, gerekli olmayan sağlık hizmeti tüketimi ve hekim emeği üzerinden yaratılmaya çalışılan “hasta/müşteri memnuniyeti”, SABİM-CİMER şikayet hatları ve yönetici baskılarının üzerine şimdi de çığ gibi büyüyen vaka sayıları ile “virüs yükü” bindirildiğini söyledi.

Pandemi ile mücadelede her şeyin normal, olağan kabul edildiği ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ülkeyi yönetenlerin hekimleri ve sağlık çalışanlarını görmezden geldiği bir anlayışa sürükleyemeyceğinin altını çizen Eser, “Koşulların pandemiye uygun olarak iyileştirilmediği, eşitlik, adalet anlayışından uzak görevlendirmelerle mağduriyetlerin yaratıldığı, hekimlerin yakın geleceğe dair kaygıların arttığı bugünlerde, sesini duyuramayan, umudunu yitiren hekimlerin emeklilik ya da istifa sayısındaki artış ciddiye alınmalıdır.

Kötü yönetim ve her şeyi ben bilirim anlayışının ürünü olan bu tablonun sorumluluğu Sağlık Bakanlığı’ndadır. Aylardır özveri ile çalışan hekimleri emeklilik ya da istifa noktasına getiren etmen yöneticilerin beceri ve empatiden yoksun, çözüm üretmeyen dayatmaları ve vurdumduymazlıklarıdır” dedi.

TTB ve tabip odaları olarak meslektaşlarına görevlerinden uzaklaşmamaya, Sağlık Bakanlığı ve ülkeyi yönetenleri ise yasaklama, kısıtlama ya da cezalandırmayı akıllarına bile getirmeden hekimleri bu sıkışmışlığın ve tükenmişliğin farkına varmaya davet eden Eser, sağlık emekçilerinin sergilediği emeğin bir karşılığı olmadığının altını çizdi.

Eser, iktidarı “başarı hikayesi” yaratmaya çalışmaktan ziyade gerçekleri, şeffaf şekilde açıklaması konusunda uyardı.

Eser, “Bütün çalışanların ekonomik kriz ve pandemi dikkate alınarak maaşlarında artış yapılması talebiyle beraber, ama öncelikle hekimlerin ve sağlık çalışanlarının performans dahil hiçbir ön koşul ve sınırlamaya tabi kılınmadan, emekliliğe yansıyan örgütümüzün talepleri doğrultusunda temel maaş alabilmelerinin sağlanmasını, bu gerçekleşinceye kadar mevcut döner sermaye ödemelerinin salgın bitinceye kadar tavandan ödenmesini bu iyileştirmenin Aile Sağlığı Merkezi, Toplum Sağlığı Merkezi ve İlçe Sağlık Müdürlüklerinde çalışanlara da yansıtılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Bugünden sonra da işlerini severek ve onurla yapmaya devam edeceklerinin altını çizen Eser, şöyle devam etti: “TTB ve tabip odaları olarak pandeminin ilk günlerinde yaptığımız uyarıyı bir kez daha tekrarlıyoruz; hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız toplumu hiç koruyamazsınız.”

Basın toplantısı açıklamanın ardından soru ve cevaplarla devam etti. Emekliliğe ayrılma ve istifa etme durumlarına ilişkin sorulan soruya İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, yeni yönetim kurulu olarak emeklilik yaşı henüz gelmeyenlerin, süreyi doldurduysa emekliliklerini isteyip ayrıldıklarını belirtti. Bir çok genç hekimin “iyi hal” belgesi alışlarda büyük artış olduğuna dikkat çeken Saip, “Genç hekimlerin bir çoğu yurt dışına gidiyor” dedi.

Bu verileri kamu ve devlet hastanelerinden derleyerek raporlaştıracaklarını aktaran Saip, hekimlikten ayrılmak isteyenlerde ciddi artış olduğunu söyledi. İstanbul’da açılan yeni hastanelere görevlendirmelerin olduğunu ifade eden Saip, “Genelde buranın açıkları yeni mezunlar ve yeni sağlık çalışanlarıyla dolduruluyor.

Veya diğer hastanelerden görevlendirme yapılıyor. Bu da büyük sıkıntı yaratılıyor. Ekip halinde, yılların deneyimiyle yürütülmesi gereken bir hizmet. Bölük pörçük diğer hastanelerden taşıma hizmetiyle sağlık hizmetinin yürütülmesi mümkün değil. Ayrıca merkezi hastanelerinin verimini de düşürüyor” diye konuştu.

Bütün ihtisas, pratisyen hekimler, aile hekimler olarak herkesin mağdur olduğunu kaydeden Saip, “Sağlık çalışanlarının ciddi bir desteğe, moral motivasyona ihtiyacı var. Bunu özellikle Sağlık Bakanlığı’nın duymasını istiyoruz” çağrısı yaptı.

Hastaların nasıl bakılacağı yönünde değişiklikler yapıldığını belirten Küçükosmanoğlu, “Bu yüzden Anadolu’da hastalar hastane hastane gezip ilaç almak, test yaptırma, hasta kendisini güvende hissetmek için bir yered tedavi olmak istiyor. Evinize gidin kendinizi izole edin deniyor. Bir kişinin hasta olması demek bir ailenin hasta olması demek” ifadelerini kullandı.

İl bazında açıklanan verilerin yeterli olmadığına dikkat çeken Küçükosmanoğlu, “Hasta sayısnda artışı var ve büyük yük oluşuyor. Sağlık çalışanları tükenmiş durumda” vurgusu yaptı.

Henüz birinci dalganın bitmediğini söyleyen Küçükosmanoğlu, “Birinci dalga sona eriyor deniyordu ama tekrar arttı. Bilim kurulunu her şeye rağmen izliyoruz. Bir tanımlama yapılmadığı için birinci dalga, ikinci dalga demiyoruz ama birinci dalganın alevlenmesi demek daha doğru olur” dedi.

Aile Sağlığı Merkezleri’nde yeterli aşı olup olmadığına dair yöneltilen soruyu yanıtlayan Pınar Saip, “Salgının esas idaresinin mutlaka birinci basamakta olması gerek. Bu dönemin fırsat bilinip birinci basamağın güçlendirilmesi gerek” diye knouştu. Aile Sağlığı Merkezleri’nin sağlık merkezi olmaya uygun olmadığını kaydeden Saip, “Bir an önce halkın çok rahatlıkla aşılama için güvenle gidip geleceği sisteme dönmesi lazım. Aile Sağlığı Merkezleri’ndeki yardımcı sağlık çalışanlarının mutlaka artırılması gerek” diye konuştu.

Salgının takibinin de bir elden yürütülmesi gerektiğini belirten Saip, böylelikle daha rahat takibin gerçekleşeceğini kaydetti.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu