Güncel

“Şimdi HDP Zamanı”

HDP Parti Meclisi, 11-12 Kasım’da gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede “Şimdi HDP Zamanı” sloganıyla örgütlenme çalışmalarımızı kesintisiz olarak sürdüreceğiz” denildi

HDP Parti Meclisi 11-12 Kasım’da gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesini açıkladı. HDP’ye karşı yürütülen saldırıların Kobanê Davası ve kapatma davasıyla hız kazandığı bir dönemde “Hep Birlikte” ve “HDP’liyiz her yerdeyiz” diyen halkın parti etrafında kenetlendiği vurgulanan bildirgede, “Partimizin etrafında kenetlenmiş ve eylem ve etkinliklere güçlü katılımıyla iktidarın saldırılarına karşı nasıl durulması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Bu katılım ve inanç aynı zamanda halklarımızın partisi olan HDP’yi daha kararlı hale getirmekte, umudumuzu büyütmektedir” denildi.

Sonuç bildirgesinde şu başlıklar yer aldı:

AKP-MHP ittifakı, sınır tanımayan çoklu kriz düzenini sürdürmektedir

“İktidar bloku sadece Türkiye’deki kimlikler ve toplumsal kesimlere karşı değil Ortadoğu’daki tüm farklılıklara karşı şiddet ve baskı politikalarını daha pervasız bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir. Türkiye ve Ortadoğu’da savaş ve çatışmayla ayakta durmaya çalışan, bölge halkları şiddet sarmalından çıkmasın diye dünyanın dört bir yanında savaş diplomasisi yürüten ve kapı kapı dolaşıp Kürtlere karşı saldırı icazeti arayan AKP-MHP ittifakı, ömrünü uzatmak için Türkiye halklarına ait kaynakları küresel güçlere taviz olarak sunmaktadır. Bunun karşılığında Türkiye’de iktidarını kurtarmayı ve Ortadoğu’da ise istikrarsızlığı derinleştirmeyi amaçlamaktadır…

Neredeyse her hafta Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına yönelik suikastlardan pek çok insan etkilenmekte, bu saldırılarla Kürt coğrafyası insansızlaştırılmak istenmektedir…

Savaş politikaları neticesinde topraklarını terk ederek mülteci durumuna düşen ve en son Polonya-Belarus sınırındaki dramı yaşayan insanların çektiği zorluk ve acı, çatışmaların halklara maliyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Ortadoğu’da sürdürülen savaş, talan ve baskı politikasının yarattığı bu zorunlu göç ve yerinden edilme ne Kürt halkının ne de bölge ve Dünya halklarının kaderidir. Halklarımızın yazgısının kendi iradeleri dışında savaş politikalarıyla ve göçle/mültecilikle ortaklaştırılma çabasının sürdürülemeyeceği açıktır.

Ortadoğu’da savaş ve talan; halklarımıza daha fazla sömürü, baskı ve ayrımcılık

İktidarın savaş ve talan politikası Türkiye halkları açısından daha fazla sömürü, baskı ve ayrımcılık olarak yaşanmaktadır. Bu çoklu krizi her gün yeniden üreten iktidar ve Saray rejimi meşruiyetini yitirmiştir…

25 milyon yurttaşın açlık sınırının altında yaşadığı, 35 milyon yurttaşın finans merkezlerine borçlu olduğu, her iki gençten ve kadından birinin işsiz bırakıldığı, her sabah yeni bir zam haberine uyanılan, insanların ekonomik nedenlerden dolayı intihar ettiği bu dönemde; Merkezi Yönetim Bütçesi adaletsiz vergilerle kaynakları halktan toplayarak sermayeye, faiz lobilerine, yandaş müteahhitlere, Saray ve savaş harcamalarına aktarmaktadır. Bu haliyle 2022 Merkezi Yönetim Bütçesi silah lobilerini, Saray rejimine yakın sermayeyi ve Saray’ı zengin ederken; toplum için daha fazla işçi cinayeti, daha fazla zam, daha fazla işsizlik, güvencesizlik ve yoksulluktan başka bir şey getirmeyecektir. Buna karşılık halklarımızla birlikte hazırladığımız “Halkın Bütçesi” bu ülkenin ekonomik sorunlarının çözüm anahtarı ve demokratik dönüşümün ekonomik politikasıdır. Parti olarak bütçe görüşmeleri süresince ve sonrasında etkili muhalefetimizi ve eylemliliğimizi büyütmeye ve halkların yararına olan çözüm önerilerimizi ortaya koymaya ve Halkın Bütçesi’ni savunmaya devam edeceğiz…

HDP’yi savunacağız, onurlu yürüyüşümüzü sürdüreceğiz

AKP ve küçük ortağı MHP’nin talimatlarıyla partimize karşı açılan kapatma davasında gelinen aşamayı değerlendiren Parti Meclisimiz, HDP’nin demokrasi mücadelesindeki öncü ve kurucu rolünün ne kumpas davalarıyla ne de tutuklama ve kapatma dosyalarıyla engellenebileceğini bir kez daha ortaya koymuştur. Partimize yönelik bu saldırılar meşru olmadığı gibi yasal ve hukuki de değildir. Saldırılara karşı partimizi sahiplenen Türkiye halkları, hem Kobanî Kumpas Davasında hem de kapatma davasında verilmesi gereken asıl kararı vermiştir. Partimiz halklar, inançlar, kadınlar, gençler, ezilenler için demokratik dönüşümün tek alternatif yaşam umududur ve halkların birlikte yaşam arzusu bu umudun can suyudur…

İktidarın çoklu krizine karşı barış, demokrasi ve eşit yurttaşlık için çoklu ve ortak mücadele

Bizler; Kürtler özgürleşmeden Türkiye halklarının, kadınlar özgürleşmeden insanlığın, çocuklar özgürleşmeden geleceğin, doğa özgürleşmeden toplumun özgürleşmeyeceğinin farkındayız. Bu inanç ve bilinçle, halklarımızla ve tüm ezilen kesimlerle birlikte barışın, demokrasinin ve eşit yurttaşlığın yolunu inşa etme kararlılığımızı sürdürüyoruz. Bu yol; yurt hakkı elinden alınan üniversiteli gençlerden pandemi döneminde çalışamayan sanatçılara, doğası beton ve maden sahası olarak görülenlerden dereleri HES’lere dönüştürülenlere, cezaevlerinde tecrit, işkence ve hak ihlallerine maruz kalanlardan kadın cinayetleriyle yaşamını yitirenlere, kâğıt toplayan emekçilerden fabrikalarda emeği sömürülen işçilere, cinsiyet kimlikleri mücadelesi yürütenlerden cinsel yönelimi nedeniyle nefret söylemi ve şiddete maruz kalanlara, sağlamcı ideolojiyle yok sayılan engellilerden pek çok kentte aylardır direnen emekçilere, yok sayılan Aleviler, Hristiyanlar, Êzidilerden eşitlik ve eşdeğerlik temelinde var olma mücadelesi yürüten Kürtlere kadar tekçi rejimin düşmanlaştırıcı politikalarından nasibini alan tüm halkların yoludur. Bizler, neredeyse yaşamın her alanında süren bu mücadele ve direnişin cüretkârlığını ısrarla sahiplenmeye devam ediyoruz.

HDP, Demokrasi İttifakı’nın güçlenmesi için üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmekten asla geri durmayacaktır. Partimiz, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu çoklu kriz karşısında demokrasi ittifakının kurucu emektarlarından biri olmaya devam edecektir. Türkiye halklarının en geniş biçimde kendisini ifade edebileceği bir ittifak ruhu en önemli ilkemiz, en büyük talebimizdir…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu