DünyaGüncel

ÇEVİRİ | Hindistan’da “Samadhan” Adı altında Yeni Bir Soykırım Operasyonu

2021 Mart’ının başında HKP(Maoist), kamuoyuna yaptığı açıklamada; karşı-devrimci “Samadhan” operasyonunun, "Yeşil Av" Operasyonu’nun soykırım uygulamalarının devamı olduğunu belirtti ve kınadı

Aşağıdaki makale Yazan Adolfo Naya* tarafından yazıldı ve https://dazibaorojo08.blogspot.com sitesinde yayınlandı. Özgür Gelecek Gazetesi okurları için çevirildi.

Hindistan’da “Samadhan” Adı altında Yeni Bir Soykırım Operasyonu: “Yeşil Av” Saldırısı Sürüyor

2021 Mart’ının başında HKP(Maoist), kamuoyuna yaptığı açıklamada; karşı-devrimci “Samadhan” operasyonunun, “Yeşil Av” Operasyonu’nun soykırım uygulamalarının devamı olduğunu belirtti ve kınadı.

Son yıllarda yaşanan olaylar, birçok insan hakları örgütünün Hindu-faşist Modi hükümetinin işlediği zulmü kınayan açıklamalarını doğrulamaktadır. Halk hakları aktivistlerinin, öğrencilerin, Dalit hareketleri liderlerinin, işçilerin, köylülerin ve Adivasi’lerin kitlesel gözaltına alınması ve tutuklanması gibi…

Örneğin, Temmuz 2020’den bu yana, Telangana ve Andhra Pradesh eyaletlerinde polis, hakları için savaşan sesleri net bir şekilde susturmak için Dalit ve Adivasi aktivistlerini, öğretmenlerini, avukatlarını ve öğrencilerini giderek daha fazla taciz etti, sindirdi, gözaltına aldı ve tutukladı. Gözaltına alınan ve tutuklananların hepsi “Maoist sempatizanları” olmakla suçlandı.

2021’de, köylülerin 26 Kasım’dan bu yana yürüttüğü protestoya katıldıktan sonra tutuklanan ve işkence gören sendikacılar olan Nodeep Kaur ve Shiv Kumar’ın yaşadıkları, en bilinen ve medyatik vakalarından biri olarak baskı ve hapis politikasının örneği oldu. 9 Mart’ta polis, Chhattisgarh’da yine Maoist olmakla suçlanan insan hakları aktivisti Hidme Markam’ı tutukladı.

1 Nisan’da Telangana ve Andhra Pradesh eyaletlerindeki örgütlere ve aktivistlere yönelik kapsamlı bir taciz operasyonu gerçekleştirildi. Ulusal İstihbarat Teşkilatı ve yerel polis tarafından toplam 22 baskın düzenlendi. Haydarabad’da, NIA ve yerel polis ekipleri, Telangana Yüksek Mahkemesi avukatı V Raghunath ve Jana Nitya Mandali’nin eski bir üyesi olan Dappu Ramesh’in evlerine baskın düzenledi.

Andhra’da, İnsan Hakları Forumu AP ve Telangana Koordinasyon Komitesi üyesi V S Krishna’nın tesislerinde aramalar yapıldı; Andhra Pradesh Sivil Özgürlükler Komitesi Genel Sekreteri Chilika Chandrasekhar; Virasam’dan Varalakshmi; APCLC Başkanı C Babu, K Padma, K Challam; Devrim Yazarlar Derneği’nden G Pinakapani; ve Rayalaseema Vidyavanthula Vedika’nın Başkanı SomasekharSarma. Devrimci Yazarlar Derneği, Sivil Özgürlükler Komitesi (CLC), Amaraveerula Bandhumitrula Sangham (Şehit Dostları ve Akrabaları Derneği), Praja Kala Mandali (Halk Sanatı Cephesi), Siyasi Mahkumların Serbest Bırakılması Komitesi (CRPP) üyelerinin veya aktivistlerinin evleri ve binaları arandı. Chaitanya MahilaSangham (CMS), Yurtsever Demokratik Hareket (PDM) de arandı.”

Profesör GN Saibaba, Sudha Bharadwaj, Peder Stan Swamy, Shoma Sen veya Varavara Rao (kısa süre önce kefaletle serbest bırakıldı) gibi siyasi tutuklulara yönelik hapishanelerde işkence ve insanlık dışı koşullarla imha politikası uygulandı. Tüm bu davalar Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları örgütleri tarafından kınandı.

İşkence ve ardından siyasi aktivistlerin “çatışma” kisvesi altında öldürülmeleri yaşandı. Yalnızca Telangana’da Eylül ve Ekim 2020 arasında, sahte çatışmalarda 10 “şüpheli Maoist” öldürüldü. 24 ve 25 Mart tarihlerinde HKP (Maoist), 16 Mart’ta dört Maocunun soğukkanlılıkla öldürüldüğü sahte “çatışmayı” protesto etmek için grev çağrısı yaptı. Kasım 2020’den bu yana, aralarında Maocu liderler ve aktivistler de bulunan 150’den fazla kişi öldürüldü.

Diğer bir vaka, Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in bir üyesi olan ve Kerala’nın (sözde komünistler tarafından yönetilen bir eyalet) ana isyan karşıtı gücü Thunderbolt tarafından vurularak öldürülen A Velmurugan’ın davasıydı. Otopsi raporu, Maoist liderin birkaç kez vurulduğunu, cesedinde çok sayıda çürük olduğunu ve ölümünden sonra bile saldırıya uğramış olabileceğini ortaya koydu. Bunu takiben, insan hakları aktivistleri Thunderbolt yetkililerinin Velmurugan’ı “ölümden sonra insanlık dışı işkenceye” maruz bıraktığını iddia ettiler.

Bu gerçekler, Hindu-faşist Modi hükümetinin şimdi “Samadhan” olarak adlandırılan soykırım saldırısının “Yeşil Av”ın devamı olarak yeni bir saldırıya hazırladığının açık işaretleridir.

Bu operasyon çerçevesinde uygulanan soykırım uygulamalarından birinin sosyal, sendika, öğrenci veya siyasi aktivist liderlerin ortadan kaldırılması ve tutuklanması olduğunu unutamayız. Bu, İngiliz Mareşal Gerald Templer’ın isyan karşıtı stratejisi “Hearts and Minds”dan (Kalpler ve Zihinler) esinlenerek, daha sonra Malezya ve Vietnam’da yürütülen isyan karşıtı kampanyalar sırasında kazanılan deneyime dayanarak Sir Robert Thompson tarafından sentezlendi. (Düşük Yoğunluklu Çatışma kastediliyor –ÇN)

Bu stratejinin bir kısmı aşağıdaki gibidir:

“Hükümet, gerillaların ezilmesine değil, onları var eden siyasi ortamın tasfiyesine öncelik vermelidir. Siyasi altyapının tahrip edilmesinden amaç ‘balığı sudan izole etmek’ ve gizli örgütün nüfusun arasına sızmasını önlemektir.”

Bauman, soykırımın ilk amacının liderlerin ve yetki merkezlerinin “başını kesmek” olduğunu, böylece bütünlüğü ve kimliğini sürdürme yeteneğini ortadan kaldırmak, kendini savunma kapasitesini kaybettirmek, özerk ve birleşik bir varlık olarak yok etmek olduğunu belirtmektedir.

Ancak Hindu-faşist hükümetinin yeni bir soykırım saldırısı hazırladığına dair işaretler burada bitmiyor. “Kalpler ve Zihinler” stratejisinin başka bir bölümünde şöyle denilmektedir:

“Hükümet, kendisini askeri operasyonlar yoluyla yasa ve düzeni yeniden sağlamakla sınırlamamalı, askeri ve sivil düzende alınacak önlemlerin politik, sosyal, idari ve ekonomik bir vizyonuna da sahip olmalıdır. Bu bir sorundur ve durumun etkili ve verimli bir şekilde yönetildiğini gösterme meselesidir.”

Bu amaçla, 2009 yılında “Yeşil Av” soykırım operasyonunun başlangıcından bu yana, Maoist hareketin faaliyet gösterdiği eyaletlerde 5.422 km’den fazla bir ağa sahip yollar inşa etme stratejisi; soykırımın gerçekleştirilmesine zemin hazırlamanın temellerini oluşturmak için kuşatma amacıyla açık bir şekilde hazırlandı. Bunlardan 1.988 km’lik 54 yol veya toplam yolların neredeyse % 27’si Chhattisgarh eyaleti içindi.

Narendra Modi hükümeti, Aralık 2016’da Sol Kanat Aşırılıktan Etkilenen Alanlarda (RCPLWEA) yeni bir proje olan Yol Bağlantısı Projesi’ni onayladı. Onaylanan toplam 8.214 km’sinin (802 yol), 2.479 km’si (291 yol) yine Chhattisgarh eyaleti içindir.

Hindu-faşist hükümet 2020’de yol yapımını “kolaylaştırmak” için 16 polis üssü kampı açtı. Ocak 2021’de Bijapur-Sukma sınırındaki Tarrem’de bir polis karakolu ve Bechapal’da Bailadila tepelerine bakan bir polis kampı kurdular. Bijapur’daki Fundari’yi Abujhmad’a bağlayan Indravati nehri üzerinde 650 metrelik bir köprü de yapım aşamasındadır. Orada Aralık 2020’de 165 CRPF Taburu kampı kuruldu.

Hindu-faşist hükümet Chhattisgarh’a beş CRPF taburu daha gönderdi, bunlardan üçü Bijapur’da ve ikisi Sukma’da konuşlandırıldı.

Askerlerin “kalkınma” kisvesi altında bu seferberliği oradaki insanlar için ciddi sonuçlar doğuruyor. CDRO gibi insan hakları örgütleri, bu bölgelerde ordu ve polisin tecavüz, küçük kızlara cinsel taciz, sahte çatışmalar, polis nezaretinde işkence ve ölüm, evlerin yıkılması ve mahsulün imha edildiğini bildiriyor.

Tüm bu militarizasyonda dikkat çekici olan, tamamı İsrail tarafından sağlanan insansız hava araçları gibi gelişmiş silahların yanı sıra askeri siber güvenlik teknolojisinin kullanılmasıdır. Yalnızca 2018’de Hindistan, bu tür silahlara 5,84 milyar dolar harcadı.

Ancak yatırım yapılan sadece altyapı, silahlar ve askeri teknoloji değil, aynı zamanda bir dizi eğitim kursları, spor etkinlikleri ve bildiriler (broşürler) içeren Sivil Eylem programlarıdır. Örneğin ordu şöyle bir açıklama yapmıştır:

“Merkez Yedek Polis Gücünün (CRPF) 9. Taburu, 01/03/2020 tarihinde Aheri’de (Gadchiroli ilçesi -MH) bir Sivil Eylem Programı düzenledi.

Bu program sırasında ihtiyaç sahiplerine 9 Tabur CRPF tarafından battaniye dağıtıldı. Komutanı Sh Ravindra Bhagat, hükümetin planları ve resmi çizginin bir parçası olmanın faydaları hakkında halkı bilgilendirdi.

Bu, Merkez Yedek Polisinin toplumda barış ve uyumu tesis etme girişimlerinden biridir. Taburun yetkilileri ve personeli etkinlikte hazır bulundu.”

Tüm bu kanıtlar karşısında, Hindu-faşist Modi hükümetinin ve Hindistan’ın egemen ve sömürücü sınıflarının, artık “Samadhan” olarak adlandırılan soykırım operasyonu “Yeşil Av” adı altında halka karşı savaşı yeniden yoğunlaştırma niyetinde oldukları açıktır. ”

Aslında, Ağustos 2020’de, Amit Shah liderliğinde Delhi’de polis memurlarının katıldığı bir toplantıda kitlesel saldırılar gerçekleştirme planına karar verildi. 3 Nisan 2021’de Modi ve Amit Shah’ın Bastar subayı IG Sundar Raju liderliğindeki faşist polis, Sukma-Bijapur ilçelerindeki köylere 2.000 adamla büyük bir ‘Samadhan-Prahar’ saldırısı başlattı.

2005-2009 yılları arasında Salva Judum’un faşist askeri kampanyasının neden olduğu terör ve daha sonra soykırım operasyonu ‘Yeşil Av’ iyi biliniyor, ancak devrimci hareket uygun siyasi, örgütsel ve askeri taktiklerle karşı karşıya kaldı. Halk Kurtuluş Gerilla Ordusu’nun direnişinin yanı sıra, dünyanın her yerinden demokratik entelektüellerin, sanatçıların, gazetecilerin, öğrencilerin, işçilerin ve köylülerin halkın ajitasyonu ve kararlılığı, Salva Judum’u, “Yeşil Av”ı sayısız fedakârlık yaparak da olsa yenmeyi ve soykırım operasyonunu durdurmayı mümkün kıldı.

Hindu-faşist Modi hükümetinin yeni soykırım saldırısını açıklamak ve bunlarla yüzleşmek için tüm dünyaya ajitasyon ve dayanışmayı yaymak tarihi bir görevdir.

*Adolfo Naya Fernandez. Sosyal antropolog ve sendikacı, Hindistan’da “Yeşil Av” Operasyonu’nun yazarı: Sosyal uygulamalar soykırıma karşı direniş stratejisi “Kalpler ve Zihinler”. Editör: Yabancı Diller Basın

Kaynak: https://dazibaorojo08.blogspot.com/2021/04/a-new-offensive-of-genocidal-operation.html

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu