GüncelKadınMakaleler

OCAK AYI | ANI/ANLATI: Sevda’mız Bir Uzun Bakış

"Ne yapmamız gerektiğine dair cevaplar ararken de, kadınlar birliğimizin kuruluşunu kutlarken de, dara düştüğümüzde de, gülerken de hep aklımızda beş kızıl karanfilimiz."

Proletarya partisinin Beş Kızıl Karanfilinden hangisini seçip alsam içinden diğerlerinin kokusunu da getiriyor beraberinde. Ayırmak istemiyorum birbirinden onları.

Ama zaten mümkün mü bu? Kimin gücü yeter ki birliğimizin bu temel taşlarını birbirinden ayırmaya? “EYLEM’İMİZ, EMEL’İMİZ, ÖZLEM’İMİZ, DİLEK’İMİZ VE SEVDA’MIZA DAİR!” söyleyecek ne çok şey var hala.

Ama söylemek mi, yapmak mı? Şimdi söz ve eylem birliğinin zamanı elbette.

Hangisine dokunsak kokusu tenimizde kalıyor bir daha çıkmamak üzere. Bir karanfil kokusu sarıyor düşünce dünyamızı. Biz, o karanfilin kızıllığını kokusundan biliriz. Kokusundan alırız “Herkes işini yapsın” talimatını.

Kokusunda duyarız sadece kendi yavrusunu düşünmek yerine dünyadaki tüm yavrular için dağlara yüzünü dönmenin onurunu. Kokusundan öğreniriz Karadeniz’den Munzur’a uzanan kararlılığın deneyimini. Kokusundan anlarız sarsıntılar dönemini nasıl kucakladıklarını.

Kokusundan biliriz bize bıraktıkları bayrağın yere düşmemesi gerektiğini.

Beş kızıl karanfilden Sevda (Derya Aras) yoldaşın hikayesine bakmak istiyorum. Bir uzun bakışın, soylu bir düşün öyküsüne… Erzincan doğumlu olan Sevda yoldaş, daha lise yıllarında düşer yola. Ülkemizde koşullar her dönem ağırdır halkımız açısından ama 1990’lar başkadır.

Askeri Faşist Cunta’nın açtığı yaralar sarılmaktadır. Kitleler yeni direnişler örgütleyerek sarmaktadır yaralarını. İşçi ve emekçiler, alanları doldurmaya devam etmektedir. Kadınlar ataerkinin ağır yüküne rağmen yaşamda özneleşmek için doldurmuştur sokakları. Newroz’lar kanlı faşist saldırılara rağmen örgütlenmektedir.

“Beyaz Toros”lara bindirilen insanlar devlet tarafından katledilerek kaybedilmektedir. Sosyalizmden geriye dönüşlerin tüm dünyadaki etkisi de vurmuştur bir yandan Türkiye ve T. Kürdistanı’nı. Reformizm ve revizyonizm kol geziyordur ortalıkta. Proletarya partisi tam da böylesi bir süreçte darbeci-tasfiyeci güruhlara karşı da mücadele yürütmek zorundadır.

Fokoculuğa ve revizyonizme geçit vermemek için Mehmet Demirdağ yoldaş öncülüğünde zorluklar bir bir bertaraf edilmektedir. Böylesi sarsıntılı bir süreçte kendisini kavganın ateşinde eğitmeye başlar Sevda yoldaş.

Gençlik birliğimizin saflarında mücadeleye girdiği andan itibaren yalnızca dışımızdaki düşmanla mücadele etmez. Hem kendi içinde hem de yoldaşlarına karşı da mücadele eder. Genç bir kadın olarak görevi zorludur ama o üstesinden gelecektir tüm bunların.

1997’de ve ’98’de kısa gözaltı ve tutukluluk süreçleri yaşar. Ardından görevlerine sarılmaya devam eder. Mehmet Demirdağ yoldaşın çizdiği mücadele hattından yürür. Bu süreçte Gençlik Birliği genel sekreterliği de yapar. Komsomolun birçok eyleminin altında imzası da vardır.

Bu nedenle 2004 yılındaki tutuklanışının ardından Hürriyet isimli düşman yayını detaylıca yer verir Sevda yoldaşın süt şişelerini dahi bombaya çeviren iradesine. 2009 yılında yüzünü dağlara döner Sevda yoldaş. Zindan sürecini de hem direnişlerle hem de yoldaşları ile yaptığı paylaşımlarla bir eğitim sürecine dönüştürür.

Gittiği her yer gençlik birliğinin eğitim kampları gibidir onun için. Dizlerindeki problemlere rağmen uzun yürüyüşler, zorlu arazi koşulları onu yıldırmaz. Eylem yoldaş öncülüğünde ilerleyen Dersim faaliyetinin sularına bırakır kendisini.

Şiirde dediği gibi suya düşmüş bir karanfildir yüreği ve kendisini kavga ırmağının akışına bırakmıştır. Çarptığı her taştan öğrenir. Birçok alandan geçmiş olmasının tecrübelerini taşır toplantılara ve tartışmalara.

O dönem henüz bir fikir olan TİKKO Müzik Topluluğu’nun solisti seçilmiştir bile. Kültür-sanat çalışmalarında severek yer alır. Kalemi güçlüdür, partisinin diline hakimdir, bu nedenle de birçok yazı görevinde de bulunur. Şehit düştükten sonra sesi hala kulaklarımızda yankılanmaktadır:

Biz savaşma ve yürüme gücünü yoksul ve çilekeş halkımızdan, tarihsel haklılığımızdan, Marksizm-Leninizm-Maoizm biliminden almaktayız. Biz bu güce sahibiz. Ve biz, bu gücü partimizin ideolojik, politik, örgütsel hattından alıyoruz. Biz bu gücü önderimiz İbrahim Kaypakkaya’dan alıyoruz. Ölümsüz şehitlerimizden alıyoruz.

Bu yenilmez güç ve sarsılmaz inanç bizde varoldukça demokratik halk devrimi mutlaka gerçekleşecektir. Ve başta ülkemiz topraklarında olmak üzere bütün yoksul topraklarda sömürü ve zulüm son bulacaktır. Partimizin şehit düşen 4. genel sekreteri Mehmet Demirdağ yoldaşı saygıyla selamlayarak son sözümüzü söyleyelim: Biz bu söylediklerimizi yapmalıyız, yapabiliriz, yapacağız!

Düşman bilinci nettir Sevda yoldaşın. Son güne, son ana kadar taşır bu bilinci içinde. Eylem yoldaş öncülüğünde gerilla saflarında yürütülen ataerkiyle mücadele tartışmalarının da ateşli bir parçasıdır.

O yaşamıyla özneleşmiştir zaten bu mücadelede. Aiitasyon ve propaganda çalışmasının her an yapılması gerektiğini savunan düşünceleriyle kişinin duruşunun da A/P çalışmasının bir parçası olduğunu vurgular.

O ölümsüzleştiğinde her biri birbirinden değerli beş kızıl karanfilden birisi olarak işlendi hafızalarımıza. Kendisini görme, tanıma, tartışma şansı olmayan bizlere bir irade örneği olan yaşam öyküsünü ve düşüncelerini bıraktı.

Kıvır kıvır saçlarının altında ışıldayan gözlerine yalnızca fotoğraflardan şahit olanlar bile görebilir devrime olan sevdasını. Yolları çok sonra Dersim’de kesişse de bir ömrü birlikte yaşamışlar, sanki hiç ayrılmamışlar gibi Özlem’inden, Emel’inden, Dilek’inden ve Eylem’inden kim ayırabilir ki şimdi onu?

Onları kim ayırabilir yanıbaşında birlikte yattıkları Sakine Cansız’dan, isimleri birlikte devrim andına taşınan Yasemin Çiftçi’den. Onlar yaşamlarının her anıyla yalnızca proletarya partisinin değil, Türkiye ve T.Kürdistanı’ndan tüm devrimcilerin birliğinin de simgesi oldular. Böylece harcı oldular kadınlar birliğimizin.

Ne yapmamız gerektiğine dair cevaplar ararken de, kadınlar birliğimizin kuruluşunu kutlarken de, dara düştüğümüzde de, gülerken de hep aklımızda beş kızıl karanfilimiz.

Devrim ve komünizm mücadelesinin ölümsüz kahramanlarını anarken ne mutlu yürüdüğünüz yola yoldaş olana… (Bir yoldaşı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu