GüncelManşet

Halkın Günlüğü ve Partizan’dan Kartal’da Kaypakkaya paneli

İstanbul: Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 44. Yılında Halkın Günlüğü ve Partizan tarafından gerçekleştirilen panellerin sonuncusu Kartal’da Eğitim-Sen 5 No’lu Şube’de Halkın Günlüğü Temsilcisi Hüseyin Şimşek, Partizan Temsilcisi Rahime Karvar, HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş ve Kaypakkaya geleneğini temsilen Bekir Zengin’in katılımı ile gerçekleştirildi.

Halkın Günlüğü ve Partizan katledilişinin 44. Yılında Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın ideolojik ve politik tespitlerinin tartışıldığı, onun işçi sınıfı ve köylülük içinde yürüttüğü sınıf çalışmalarının anlatıldığı panel Kaypakkaya şahsında Mayıs şehitleri için gerçekleştirilen saygı duruşu ile başladı.

“Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın tarihsel mücadelesinin ve geleneğinin bir dizi ideolojik mücadele evresinde devam etmiştir” şeklinde girişi yapıldıktan sonra sırasıyla panelistlere söz verildi.

Ataş “Kaypakkaya kapitalizme karşı başkaldırıdır”

İlk sözü HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş aldı. Konuşmasına Kaypakkaya şahsında mayıs ayında şehit düşenleri anarak başlayan Ataş, sadece “Mayıs ayı içerisinde değil bütün aylar içerisinde ölümsüzleşenlerin görevini üstlenmiş durumdayız” dedi.

kartal partizan panelAtaş gerçekleştirilen anmaların esasta şehit düşenlerin anılarını anlatmaktan değil onların mücadele ve süreçlerini ileriye taşımak olduğunu ifade etti. Kapitalist sistemin kutuplaştırıcı bir politika ile kendi küçük azınlığı topluma dayattığını belirten Ataş Marksist düşünce kapsamında bu kapitalist sisteme karşı bir mücadele başlatıldığını ifade ederek “ülkemizde bu mücadelenin ifadesi Kaypakkayalardır” dedi.  Ataş konuşmasında ayrıca, dünyada sınıfsal eşitsizlikleri ifade eden güncel rakamlara dair bilgiler vererek bu eşitsizliklere karşı başkaldırının ülkemizde Kaypakkaya’da somutlaştığını belirtti.  Kaypakkaya’nın ülkemizde Kemalizm ve Kürt ulusal sorunu alanındaki tezlerin hakim sınıfları korkuttuğunu belirten Ataş, gelinen aşamada egemenlerin zor durumda olduğunu belirterek bu kapsamda ortak mücadelenin önemli olduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı.

Karvar: “Kaypakkaya en iler olan ile buluşmanın adıdır”

Ataşın ardından Partizan temsilcisi Rahime Karvar söz aldı.  Walter Benjamin’in ”En iyi devrimci işini iyi yapandır”  sözün hatırlatan Karvar bu sözün güncel olduğunu belirtti.  OHAL sürecinde baskıların arttığını belirten Karvar, toplumsal öfkenin birikimden bahsederek Roboski’yi Gezi’yi öz yönetimleri ve Rojava’yı hatırlattı. Hakim sınıfların özellikle Suriye iç savaşı ile birlikte gelişen ve ülkemiz neticesinde kendini Rojava gibi bir görüngüde somutlandığını belirten Karvar, Türkiye Devrimci Hareketi açısından Rojava devriminin önemli bir kanal oluşturduğunu belirtti.

Dünyada emperyalist kapitalist sistemin girmiş olduğu krize de değinen Karvar, dünyada hakim sınıflarının gerçekleştirdiği katliamlara ve siyasal saldırılara değindi. Ülkemizde kürt ulusal sorunun hakim sınıflar tarafından nasıl manipüle edildiği anlatan Karvar, Sri Lanka’da ulusal harekete dönük gerçekleştirilen katliamları hatırlatarak hakim sınıfların oldukça kapsamlı bir saldırı içerisinde olduğunu belirterek hakim sınıfların işlerini iyi yaptığını belirtti.

kartal panelBu noktada TDH’in işini ne kadar iyi yaptığının ortaya konulması gerektiğini ve bunun analizinin yapılması gerektiğini söyledi. Kaypakkaya’nın işini iyi yaptığını ve ülkemizde verili durumun gözden kaçırmayarak işçi ve köylü yığınları içinden ayrılmadığını ifade etti. Kaypakkaya’nın en ileri olan ile buluştuğunu ve kendini dönüştürmesi sürecinin bu süreçte geliştiğini ifade eden Karvar, kitle hareketi içinde Kaypakkaya’nın rehber olarak diyalektik materyalizmi kullandığını kullandığını ve onun komünist kimliğinin burada oluştuğunu ifade etti.

Karvar açıklamasını Aliboğazı’nda ölümsüzleşen 12 kızıl karanfili, Rakka hamlesinde ölümsüzleşen Ulaş Bayraktaroğlu’nu ve Cizre bodrumunda katledilenleri anarak sonlandırdı.

Şimşek: “Kaypakkaya’nın düşüncelerinde eklektizm yoktur”

Hakim sınıfların topyekün bir katliam içerisinde olduğunu belirten Şimşek ülkemizde Kürdistan’ın bu katliam sürecinin bir cephesi olduğunu belirtti. 71 devrimci çıkışı içinde toplumsal önderlere değinen Şimşek, Denizlerin idam sehpasında Mahir’lerin Kızıldere’de İbrahim ise işkence tezgahlarında katledildiğini belirtti. Bu yargısız infazların devlet açısından bir korku olduğunu ifade eden Şimşek Kaypakkaya’nın komünist kimliği ve duruşunun hakim sınıfları yargılamasında da somutlaştığını ifade etti. Kaypakkaya’nın mahkemeye çıkarılmadığını çıkarılması halinde bugüne birçok eser kazandıracağını belirten Şimşek, Kaypakkaya’nın birçok konuyu ele alacak bir taslağının olduğunu ifade etti.

Türkiye’de sınıf mücadelesinin Türkiye komünist Partisine dayandığını ve 71 devrimci çıkışı içinde birçok kopuşun gerçekleştiğini ifade ederek Mahir ve Denizi’nde bir kopuş gerçekleştirdiği ancak Kaypakkaya’nın bunlardan farkının işçi sınıfının analizinde ve ülkemizin sosyo-ekonomik yapısında kapsamlı bir tarihsel analizi ve güncel verileri ele aldığını, ve bunu yaparken de tekrara dayanan değil dinamik ve değiştirici olduğunun altını çizdi. Şimşek ayrıca Kaypakkaya’nın ülkemizde Kemalizmin tahlilinin de önemli olduğunu ve bu kapsamda Kürt ulusunu azınlıkları ve işçi sınıfının cephesinden bakarak bir tahlilin söz konusu olduğunu belirtti ve Kürt isyanlarının ülkemizdeki siyasal tahlillerinin Kaypakkaya’nın Kürt ulusal hareketine yaklaşımdaki sınıfsal yaklaşımını oluşturduğunu belirtti.

Zengin: “ Kaypakkaya işçi sınıfı içinde iz bırakmıştır”

fotoŞimşek’in ardından konuşmayı Kaypakkaya geleneğini temsilen Bekir Zengin devraldı. Devrim ve demokrasi mücadelesinde şehit düşenleri anarak konuşmasına başlayan Zengin, Kaypakkaya konuşmasında “Bu topraklarda 71 kopuşunun en sembol isimlerinden birisidir. Kuşkusuz bunlar arasında denizler ve mahirler de söz konusudur kuşkusuz bunlar arasında bir ayrım yapmak söz konusudur. Her biri kendi alanında bir manifesto gerçekleştirmiştir. Ancak Kaypakkaya’nın farklı bir yanı vardır. Kaypakkaya bir mızrak gibidir hiçbir çuvala sığmıyor” dedi.

Kaypakkaya’nın “komünistler tarihi bir silah olara kullanmasını bilirler” sözünü hatırlatan Zengin bu noktada ezilenlerin tarihsel mirasını sahiplendiğini ve bu cepheden bir analiz yaptığını belirtti. Kaypakkaya’nın bu yaklaşımı hiçbir şekilde düzen ile bağdaştırılamaz. Onun Kürt ulusal sorunu ve Kemalizme yaklaşımının alışılmışın ötesinde olduğunu belirterek bu yaklaşımın sistemin kolonlarını sarstığını belirtti. Kaypakkaya’nın UKKTH’nı destekleme yaklaşımı ve Kürt ulusal hareketi ile sınıfsal ilişkileri ortaya koymada ciddi tespitlerinin olduğunu belirten Zengin Kaypakkaya’nın ezilenlerin mirasını mücadeleye dönüştürdüğünü ifade etti.

 Kaypakkaya’nın işçi sınıfı ve köylülerle buluştuğunu belirten Zengin Kaypakkaya’nın Ege Sanayi içinde çalışmalarını anlatan Zengin Ege Sanayi işçileri içinde Kaypakkaya marşını söylediklerinde işçilerin eşlik ettiğini ve bunun Kaypakkaya’nın işçi sınıfı içinde bıraktığı izden kaynaklandığını belirtti. Kaypakkaya’nın savunma taslağına değinen Zengin Kaypakkaya’nın bir külliyat oluşturmak istediğini ve çalışmalarını geliştirme içerisinde olduğunu belirtti ve bugün Kaypakkaya’nın düşüncelerinin geliştirilmesi gerektiği vurguladı. Rojava’ya da değinen Zengin bu meseleye yaklaşımın Kaypakkaya’nın Şeyh Sait İsyanı’na dair yaklaşımdan beslenmesi gerektiğini vurguladı.

Yapılan konuşmaların ardında katılımcıların da görüşleri alındı ve panel sonlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu